Yeni Ahit/Luka/6

Vikikaynak, özgür kütüphane

1 Ve vaki oldu ki, bir Sebt günü, İsa ekinler arasından geçiyordu; şakirtleri başakları koparıyorlar, ve avuçlarında ovalayıp yiyorlardı. 2 Fakat Ferisilerden bazıları: Neden Sebt gününde yapılması caiz olmayanı yapıyorsunuz? dediler. 3 İsa da onlara cevap verip dedi: Davud kendisi, ve onunla beraber olanlar aç kaldıkları zaman, ne yaptı, 4 Allahın evine nasıl girdi, ve yalnız kâhinlerden başkasına yemesi caiz olmayan huzur ekmeklerini alıp yedi, ve beraberinde olanlara verdi; bunu bile okumadınız mı? 5 Ve onlara: İnsanoğlu Sebt gününün de Rabbidir, dedi. 6 Ve vaki oldu ki, bir başka Sebt günü havraya girdi, ve talim etti; orada bir adam vardı, onun sağ eli kurumuştu. 7 Yazıcılar ile Ferisiler İsayı itham edecek sebep bulmak için, Sebt gününde hastalığı iyi ediyor mu, diye onu gözetliyorlardı. 8 Fakat İsa onların düşüncelerini biliyordu, ve eli kurumuş olan adama dedi: Ayağa kalk, ortada dur; o da ayağa kalkıp durdu. 9 İsa da onlara dedi: Size sorarım, Sebt gününde iyilik etmek mi, yoksa kötülük etmek mi caizdir? Can kurtarmak mı, yoksa helâk etmek mi? 10 Ve etrafına, hepsine bakıp adama dedi: Elini uzat. O da uzattı; ve eli eski haline geldi. 11 Fakat onlar büsbütün çıldırdılar, ve İsaya ne yapabileceklerini birbirleri ile söyleşiyorlardı. 12 Ve vaki oldu ki, o günlerde İsa dua etmek için dağa çıktı; bütün geceyi Allaha dua ile geçirdi. 13 Gündüz olunca, şakirtlerini yanına çağırdı; onlardan on ikisini seçti, ve onları resuller tesmiye etti: 14 Simun, ki ona Petrus adını da verdi, ve kardeşi Andreas, Yakub ve Yuhanna, Filipus ve Bartolomeus, 15 Matta ve Tomas, Alfeusun oğlu Yakub ve Gayyur denilen Simun, 16 Yakubun oğlu Yahuda ve hain olan Yahuda İskariyot. 17 Onlarla beraber aşağı indi, ve düzlük bir yerde durdu. Şakirtlerinden büyük bir kalabalık, ve bütün Yahudiyeden, Yeruşalimden, Sayda ve Sur kıyılarından onu dinlemeğe ve hastalıklarından iyi edilmeğe gelmiş çok halk vardı; 18 ve murdar ruhlardan sıkıntıda olanlar iyi olurlardı. 19 Bütün halk da ona dokunmağa çalışıyorlardı; çünkü ondan kuvvet çıkar, hepsini iyi ederdi. 20 İsa gözlerini şakirtlerine kaldırıp dedi: Ne mutlu size, fakirler; çünkü Allahın melekûtu sizindir. 21 Ne mutlu size, şimdi aç olanlar; çünkü tok olacaksınız. Ne mutlu size, şimdi ağlayanlar; çünkü güleceksiniz. 22 İnsanoğlundan dolayı insanların sizden nefret edecekleri, ve sizi cemiyetlerinden ayıracakları, size hakaret eyleyecekleri, adınızı kötü diye yayacakları vakit, ne mutlu sizlere! 23 O günde sevinin ve sevinçten sıçrayın; çünkü, işte, gökte karşılığınız büyüktür; çünkü onların babaları da peygamberlere böyle ederlerdi. 24 Fakat vay size, ey zenginler! Çünkü siz tesellinizi almışsınız. 25 Ey şimdi tok olanlar, vay size! Çünkü acıkacaksınız. Ey şimdi gülenler, vay size! Çünkü yas tutacak, ve ağlayacaksınız. 26 Bütün insanlar sizin için iyi söyledikleri vakit, vay size! Çünkü onların babaları yalancı peygamberlere de böyle ederlerdi. 27 Fakat, ey dinleyenler, size diyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik edin, 28 size lânet edenlere hayır dua edin, ve size hakaret edenler için dua edin. 29 Bir yanağına vurana obirini de uzat, ve senin abanı alandan gömleğini de esirgeme. 30 Senden her isteyene ver, ve senin eşyanı alandan geri isteme. 31 İnsanların size ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın. 32 Eğer sizi sevenleri severseniz, ne mukâfatınız olur? Çünkü günahkârlar da kendilerini sevenleri severler. 33 Eğer size iyilik edenlere iyilik ederseniz, ne mükâfatınız olur? Çünkü günahkârlar da öyle yaparlar. 34 Eğer kendilerinden almağı ümit ettiğiniz kimselere ödünç verirseniz, ne mükâfatınız olur? Günahkarlar bile günahkârlara karşılığını almak üzre ödünç verirler. 35 Fakat düşmanlarınızı sevin, onlara iyilik edin, ve hiç ümitsiz olmayarak ödünç verin; karşılığınız büyük olacaktır; ve siz Yüce Olanın oğulları olacaksınız; çünkü o, nankörlere ve kötülere karşı nimet vericidir. 36 Babanız nasıl merhametli ise, siz de merhametli olun. 37 Hükmetmeyin, size de hükmolunmıyacaktır; mahkûm etmeyin, siz de mahkûm olmayacaksınız; bağışlayın, size de bağışlanacaktır; 38 verin, size de verilecektir; sizin kucağınıza güzelce basılmış, ve silkelenmiş, taşkın, iyi ölçekle verilecektir; zira hangi ölçekle ölçerseniz, o ölçekle size ölçülecektir. 39 İsa onlara bir de mesel söyledi: Kör körü yedebilir mi? İkisi de çukura düşmezler mi? 40 Şakirt mualliminden üstün değildir; fakat kemale eren her şakirt muallimi gibi olur. 41 Ve niçin kardeşinin gözündeki çöpü görürsün, fakat kendi gözündeki merteği seçmezsin? 42 Sen kendin, gözündeki merteği görmezsin de nasıl kardeşine: Ey kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım, diyebilirsin? Ey ikiyüzlü! önce kendi gözünden merteği çıkar, kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için o vakit iyi göreceksin. 43 Çünkü iyi ağaç yoktur ki, kötü meyva versin, ve yine kötü ağaç yoktur ki, iyi meyva versin. 44 Çünkü her ağaç kendi meyvasından tanılır. Çünkü dikenlerden incir devşirmezler, ne de çalıdan üzüm koparırlar. 45 İyi adam yüreğinin iyi hazinesinden iyi şey çıkarır; ve kötü adam yüreğinin kötü hazinesinden kötü şey çıkarır; çünkü ağız yüreğin taşmasından söyler. 46 Niçin beni: Rab, Rab, diye çağrıyorsunuz da, size söylediğim şeyleri yapmıyorsunuz? 47 Bana gelen, sözlerimi işiten ve onları yapan her kişinin kime benzediğini size göstereyim. 48 O, ev yapan bir adama benzer ki, kazıp derine indi, ve temeli bir kaya üzerine kurdu; sel geldiği zaman, ırmak o eve saldırdı, ve onu sarsamadı; çünkü iyi bina edilmişti. 49 Fakat işiten ve yapmayan, toprağın üzerine temelsiz ev bina eden adama benzer; ırmak o eve saldırdı, ve hemen çöktü; o evin yıkımı büyük oldu.

Kaynak: Kitab-ı Mukaddes. İstanbul: Kitab-ı Mukaddes Şirketi. 1941  
Telif durumu:

Bu eser, kültürel öneminden ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nde kamuya maledilmiştir ya da 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre eserin koruma süresi dolmuştur. Kanun'un 27. maddesine göre:

  • Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder.
  • Sahibinin ölümünden sonra alenileşen (herkesçe bilinir duruma gelen) eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.
  • 12. maddenin birinci fıkrasındaki hallerde (sahibinin adı belirtilmeyen eserlerde) koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun.
  • İlk eser sahibi tüzelkişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.