Dostlar Tiyatrosu'nun Yeniden Üretimi Abdülcanbaz'da Yabancılaştırma/Tarihselleştirme
3.6. Tarihselleştirme
Tıpkı diyalektik gibi Brecht estetiğinin başat ilkelerinden biri olan ve gerçekliğin tarihselliğini yani değişebilirliğini esas alan tarihselleştirme (historisierung), seyirci ve sahne arasında estetik uzaklık sağlamanın belirgin bir yoludur. Organon'da "Sahnedeki karakterlerimizi, çağlara göre farklılık gösteren toplumsal itici güçler arasında hareket ettirirsek, izleyicimizin kendini onlarla özdeşleştirmesini güçleştirmiş oluruz." (2005: 42) diyen Brecht, bugünü değiştirebilmenin bugünün gerçeğini kabuğundan soymakla, yani bugünü düne götürmekle mümkün kılınabileceğine inanır (Nutku, 2007: 105). Öyleyse çoğu kez zaman ya da mekân bakımından uzaklaştırma ile sağlanan tarihselleştirmenin amacı, çağının sorunları ile yüzleşmesi istenen seyircinin güncel olana yabancılaşmış bir bakış açısıyla yaklaşmasını ve güncel olanın geçici/ değişebilir bir süreç olduğunu anlamasını sağlamaktır.
Abdülcanbaz'da bu uzaklaştırma, zaman üzerinden gerçekleştirilir. Oyun, Anadolu'daki vaziyetin anlatıldığı Zafer sahnesi dışında, Kurtuluş Savaşı yılları İstanbul'unda geçer. Erkal, çizgi romanın oyunlaştırılma sürecinden söz ederken "günümüze ışık tutması açısından en elverişli dönem olan Kurtuluş Savaşı" yıllarının özellikle seçildiğinin altını çizer (1973: 51). İşgal yıllarındaki millicileri temsil eden Abdülcanbaz takımı ile sömürücüleri temsil eden Gözlüklü Sami takımı arasında oyun boyunca süren çatışma, aslında her çağda geçerli olabilecek erdemlilik ve erdemsizlik arasındaki kıyasıya mücadeleyi gözler önüne serer. İşgalcisi, işbirlikçisi, çıkarcısı, millicisi, Türkiye'yi paylaşmaya çalışan emperyalist güçleriyle, Kurtuluş Savaşı yılları İstanbul'undan portreler sunan Abdülcanbaz'da temel gaye, tarihsel malzemenin yardımıyla, tiyatrodan rahatlayarak değil sorunların yükünü sırtlanarak ayrılması istenen seyirciyi bugünü anlamlandırma çabasına davet etmektir. Aristotelesçi tiyatronun özdeşleşmeyi temel alan yaklaşımına sırt çeviren Brecht, seyircinin güncel olan üzerine düşünebilmesi ve bunun değişebilirliğini kavrayabilmesi için kendisini olayların ya da kişilerin içinde değil, uzağında, karşısında hissetmesini ister. Böylesi bir tiyatro düşüncesinde tarih, seyircinin güncellikten kaçtığı bir sığınak değil (Brecht, 1977: 155), aksine güncelliği eleştirip değiştirebilmesi için kendisine sunulan sağlam bir araçtır. Yine güncel olanın tartışmaya açılması için tarihselleştirmeye başvurulan Abdülcanbaz'da da çağının yaklaşık elli yıl ötesine götürülen seyirci, geçmişi seyretmenin yarattığı yabancılaştırmanın etkisi ile özdeşleşmeden uzaklaşarak kendi içinde bulunduğu koşulları özel koşullar olarak algılayabilecek (Brecht, 2005: 42), böylelikle çağının sorunlarına ilişkin eleştirel bir tavır geliştirebilecektir.