Şemdinli İddianamesi/Olaya İlişkin Şüphelilerin Savcılık İfadeleri
OLAYA İLİŞKİN ŞÜPHELİLERİN SAVCILIK İFADELERİ AŞAĞIDA OLDUĞU GİBİ AKTARILMIŞTIR.
1 - Şüpheli Veysel ATEŞ 12.11.2005 Tarihli Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki İfadesinde : Ben 1972 Çukurca doğumluyum, ilkokul mezunuyum, 1988 yılının sonbahar aylarında zorla kaçırıp PKK terör örgütüne kazandırdılar, 1991 yılının 1. ayında örgütten kaçarak Kuzey Irak Dohuk kentine yerleştim, orada evlendim daha sonra kardeşlerim Faruk İle Cafer'i örgütten kaçtığımdan dolayı öldürdüler. 1997 yılında Habur kapısından güvenlik güçlerine teslim oldum, Şırnak Savcılığına teslim edildim, Van DGM de yargılanıp 4.5 sene ceza aldım, cezamı çektikten sonra askerliğimi yaptım, askerliğimi yaptıktan sonra Hakkâri iline yerleştim inşaatlarda çalışıp geçimimi sağlıyorum, 1993 yılından bu yana Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı’nda haber elamanı olarak görev yapıyorum, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı istihbarat elamanı olarak görevli Ali KAYA isimli başçavuş ve Özcan isimli soyadını bilmediğim başçavuş arkadaşlarımla Şemdinli ilçesine gelmek üzere 09.11.2005 tarihinde saat 08:30 sıralarında Hakkâri den Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı’na ait 30 AK 933 plakalı araç ile yola çıktık, amacımız bazı elamanlar ve dostlar ile görüşmek, bazı elamanlardan haber toplamak ve eleman kazandırmak idi, araçla iki başçavuş ile birlikte Şemdinli ilçesine geldik saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum aracı Ali Başçavuş kullanıyordu. Özcan Başçavuşta şoförün yanında idi, top sakallı olan Özcan başçavuş idi, benim üzerimde mont vardı, beraberce Şemdinli’ye giriş yaptık aracı Cumhuriyet Caddesi üzerinde park ettik, Özcan başçavuş abdest almak için camiye gidecek ve sayısal loto oynamak için kupon alacaktı, daha çıkmasına fırsat kalmadan bomba sesi duyduk, Ali başçavuş bu nedir diye kapıyı açtı biraz bakmak için ileri gitti. Ali başçavuş orada bulunan gençlere ne oldu diye sordu onlarda ona, “hem yapıyorsunuz hemde soruyorsunuz şerefsizler” diye karşılık verdi, Ali başçavuşa saldırmaya kalktılar, demir çubuklar ile kafasına vuruyorlar idi, ben de arabadan çıkıp Ali başçavuşa yardım etmek istedim, bir iki tanesini itekledim, Ali başçavuş bana arabaya bin dedi, daha sonra tekrar arabanın arka koltuğuna bindim, çevrede toplanan kalabalık arabanın bütün camlarını kırdılar tekme tokat beni dövdüler, özel harekat kıyafetli ve sivil kıyafetli polisler beni arabadan çıkardılar zırhlı bir araba ile ilçe emniyet müdürlüğüne götürdüler, şüphelinden soruldu, ben Ali başçavuşa yardım etmek için yanına gittiğim yer ile araba arasında yaklaşık 10-15 m mesafe vardı, bize saldırılınca bulunduğumuz yerden koşarak arabanın bulunduğu yere doğru kaçmaya başladık, peşimizden “şerefsizler siz yapıyorsunuz” diye bağırıyorlardı, Ali başçavuş kalabalığın arasında kaldı ben ise aracın yanına gelip arka koltuğa oturdum, ben araca binerken Özcan başçavuşu araçta görmedim, aracın içerisinde bana saldırılınca kafamı eğip kapattım, aracın etrafından Özcan ve Ali başçavuşu görmem mümkün olmadı, 30 AK 933 plakalı aracın bagajında bulunan silâhlar ve şarjörler jandarmaya aitti, görev için Şemdinli’ye geldiğimizde terörist saldırı olur diye bu silâhları yanımıza aldık, el bombalarında ise haberim yoktur, Şüpheliden tekrar soruldu, bombalama eylemini kesinlikle ben gerçekleştirmedim, ben bombanın nerede patladığını bile bilemiyorum, kalabalığın içerisinde bazı şahıslar bu itirafçı diye bağırınca tüm saldırılar ve tepkiler bana yöneldi, o zamana kadar bana karşı tepkiler gayet normal idi, hatta ben Ali başçavuşun yanında onları itelerken bile tepki almadım, itirafçı itirafçı diye bağırınca bana karşı saldırılar başladı, Şüpheliden tekrar soruldu, Şemdinli ilçe merkezine geldiğimizde caddede dönüş yapıp, aracı park ettik, caddede hiç dolaşmadık, aracı park ettikten sonra saldırılar nedeni ile yerinden oynatamadık dedi. Şüpheliden tekrar soruldu, bomba patladığında herkes bombanın patladığı yere doğru gidiyordu, Ali başçavuşun olduğu yer ile araç arasında 10-15m mesafe vardı, Ali başçavuşa ilk başta 5 kişi saldırdı ben müdahale etmek için yanma geldiğimde bana da saldırdılar, daha sonra yüzlerce insan üzerimize saldırdılar, bana saldırıp vuranlardan şikâyetçiyim şeklinde beyanda bulunmuştur.
2 - Şüpheli Özcan İLDENİZ 28.11.2005 Tarihli Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimizde Alınan İfadesinde : Ben daha önce Şemdinli Cumhuriyet Savcılığı’nda şüpheli olarak ifade vermiştim. O ifademi aynen kabul ve tekrar ederim.Ben, Şemdinli ilçesi ve çevresinde istihbarat sorumlusuyum. Sık sık bu ilçeye gidipgelmekteyim. 16.07.2004 tarihinde Hakkâri'deki görevime başlamıştım. Görevebaşladıktan sonra bu bölgede istihbarat sorumlusu olarak görevliyim. Ben Şemdinli ilçe merkezinde tanınmaktayım. Şemdinli'de bulunan Seferi YILMAZ isimli şahsın son günlerde örgüt ile olan irtibatını ortaya koymak için çalışmalar yapıyorduk. Bu konudatelefon dinleme (teknik takip) için mahkeme kararı da alındı. 2 Kasım 2005 günü benŞemdinli'ye şubemizden başka arkadaşlarla başka istihbarî bilgileri değerlendirmek üzere gitmiştim. 1 Kasım 2005 tarihinde meydan gelen patlama olayını da araştırıyorduk. Ayrıca 7 Kasım 2005 tarihinde de Ali başçavuş ve Veysel ATEŞ ile birlikte Şemdinli'ye gittik. Seferi YILMAZ ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Seferi YILMAZ'ın 4 Kasım 2005 tarihindeki teknik takipteki konuşmasında geçen paketi ele geçirmek için çalışmalar yapıyorduk. 9 Kasım 2005 tarihinde daha önce Seferi YILMAZ hakkındaki özellikle paket konusundaki bilgileri değerlendirmek ve bu konudaki bilgileri Jandarma ve Emniyet vasıtası ile Savcı Bey’e ulaştırmak için gelmiştik. Seferi YILMAZ’ın henüz teknik takipteki dinlemesi bitmemişti. Ancak bu paket gelişini takip etmek ve gerekirse arama kararı almak için dosyayı Savcı Bey’e verecektik. 09.11.2005 tarihinde Şemdinli’ye geldik. Aracımız resmî araçtır, ancak plakası sivildir. Aracı Ali başçavuş kullanıyordu. Veysel ATEŞ’de yanımızdaydı.Şemdinli’ye girdik, şehir merkezinde bulunan AKP binasının önünde aracı park ettik. Şemdinli sorumlusu ben olduğum için bazı elemanlar ile irtibata geçecektim, bu arada tuvalete gidecektim. Araçtan inmeden bir patlama sesi geldi. Önce ben çıkmadım. Ali başçavuş ile Veysel dışarı çıktı. Daha sonra da ben çıktım. Ali başçavuş ve Veysel arabadan 10-15 metre uzaklaştılar. Ben bundan sonra arabadan çıktım ve kaldırımın üzerinde durdum. Patlamanın olduğu yere doğru baktım. Bu sırada bazı vatandaşlar dükkânlarından çıkmış, patlamanın olduğu yere doğru gidiyor veya bakıyorlardı, bu arada 5-6 kişilik bir grupta patlamanın olduğu istikametten bize doğru geliyorlardı. Hedef muhtemelen biz veya arabaydı. Vatandaşlar yanımıza geldi. Ali başçavuş gelenlere ne oluyor diye sordu. Vatandaşlarda "hem yapıyorsunuz, hemde soruyorsunuz şerefsizler" şeklinde sözler söyledi. Arabanın yanında münakaşa oldu. Daha sonra Ali başçavuşu darp ettiler. Ali başçavuşa yardım eden Veysel ATEŞ'i arabaya bindirdiği sırada gelen grup içerisinden birisi "bu itirafçıdır" dedi ve Veysel'e saldırdılar. O da bu arada arabaya bindi. Bütün halk bu sırada arabanın etrafını sardı. Ali başçavuş gelen halka bu arabaya saldıran kişilere "emniyet görevlisiyiz" demesine rağmen halk yine saldırdı. Ben aracın bir yanında Ali başçavuş aracın diğer yanında halkı önlemeye çalıştık. O esnada beni tanıyan birkaç kişi beni göstererek "bu da onların arkadaşı, bu da onlardan" dedikten sonra bana da saldırmaya başladılar. Beni darp ettiler. O arada yanıma gelen genç bir çocuk "abi seni daha önce burada tanıdıkları için sana daha fazla saldıracaklar, buradan kaç" dedi. Ben de grubun içerisinden çıkarak İlçe Jandarma istikametine doğru hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım. Gruptan çıkan ve beni tanıyan birkaç kişi "mavi montlu kaçıyor, yakalayın"diye bağırıyordu. Bazı vatandaşları benim üzerime saldırtmaya çalıştılar. Ben daha sonra önce Emniyet'e, oradan da araçla Taktik Alaya gittim. Soruldu : Şemdinli'ye geldikten sonra biz hiç birbirimizden ayrılmadık. Veysel ATEŞ'de yanımızdan hiç ayrılmadı. Veysel ATEŞ beni telefonla hiç aramadı. Veysel ATEŞ, Ali başçavuşun haber elemanıdır. Bende telefon numarası yoktur. Olay yerinden gözlemlediğim kadarıyla ilk önce Veysel ayrıldı. Daha sonra ben ayrıldım, ben Emniyette iken Alibaşçavuşum beni cep telefonumdan aradı ve sağlığım ile ilgili bilgiler sordu. Bende kendisini aradım. Sağlığıyla ilgili sordum. Ben Emniyet Müdürlüğü'nde iken Ali başçavuşu aradım. O da beni ben buradayken aradı. Ayrıca ben de olay esnasında darp edildim. Bacaklarımda morluklar vardır. Beni darp edenleri şu an görsem tanırım. Ben kendilerinden şikâyetçiyim. Olayın oluşundan 3-4 dakika sonra ROJ TV yayın yapmıştır. Yani ben ve diğer arkadaşlar Şemdinli'ye Seferi YILMAZ isimli şahsı öldürmek veya yaralamak amacıyla gelmiş değiliz. Bombayı biz atmadık. Veysel'de atmadı. Veysel bizim yanımızdan ayrılmadı. Ben daha önceki Şemdinli'ye gelişlerimde bombanın patladığı pasajda gazeteci olduğu için gazete almak için gittim. Bu pasajda iddaa bayisi olduğu için ve burası Şemdinli'de tek olduğu için zaman zaman bu bayide iddaa oynamak için gittim. Yanımda güvenlik açısından başka arkadaşlarda vardı. Yani Seferi YILMAZ'ın iş yerinin planını almak için ve buraya bomba atmak için hazırlık çalışması yapmak için pasaja gitmiş değilim. Aracımızda çıkan Seferi YILMAZ'a ait iş yeri ve ev krokileri söz konusu paketin teslim adresi için yapılacak operasyonlara yönelik çalışmadır. Bu konuyu daha önce Savcılıktaki ifademde belirtmiştim. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem şeklinde beyanda bulunmuştur.
3 - Şüpheli Ali KAYA 28.11.2005 Tarihli Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimizde Alınan İfadesinde : Ben daha önce Şemdinli Cumhuriyet Savcılığında şüpheli olarak ifade vermiştim. O ifademi aynen kabul ve tekrar ederim.Ayrıca o ifademde belirtmediğim birkaç hususu da dile getirmek istiyorum. Şöyle ki;Terör örgütü PKK.nın bu sene stratejisi değişti, artık çatışma olmuyor, terör örgütü artıkyerleşim yerlerine uzaktan kumandalı veya zaman ayarlı bombalar koyarak eylemlergerçekleştiriliyor. Terör örgütü bu konuda Şemdinli'ye çok yüklendi. Yine 1 Kasım2005 Tarihinde Şemdinli'de Jandarma'nın yakınında bir araçta 100 Kg. yakın C4 patlatıldı. Ayrıca 25 Ağustos 2005 tarihinde de Şemdinli Nizamiye'nin önünde yine bomba patlatıldı. 5 askerîmiz şehit oldu. Şemdinli'de bu olayların bu şekilde artması üzerine istihbarî çalışmalarımıza biraz daha hız verdik. Yaptığımız tespitler sonucu Şemdinli'deki Kitapevi sahibi Seferi YILMAZ'ın Sabri (K) Ali KISIKYOL isimli örgüt mensubu ile işbirliği içerisinde olduklarını ve Seferi YILMAZ'ın Şemdinli'de terör örgütünün vergilendirme, eylem, istihbarat, birlik keşifleri ve sınır kaçakçılığıkonusunda örgüte yardım etme ve örgüt adına para alma konumunda olan Şemdinli örgüt sorumlusu olduğunu tespit ettik. 04.11.2005 talihinde Seferi YILMAZ'ın telefonuteknik takipte olduğu için bu kişi adına bir paket geleceğini ve bu paketin dağagideceğini ve Sabri (K) isimli örgüt mensubuna teslim edileceğini öğrendik. Sabri (K) bu konuşmada bu paketi nereye teslim edeceğini sordu. Seferi YILMAZ’da adresiniverdi. Biz bu paketin ne olduğunu öğrenmek ve ele geçirmek istiyorduk. 07.11.2005tarihinde yine bu istihbarî çalışmaları değerlendirmek üzere Şemdinli'ye geldik.Çalışmalarımızı yaptık. Paketin nereye gelebileceğini değerlendirdik. Krokiler çizdik.Aynı gün Hakkâri'ye döndük. 09.11.2005 günü de söz konusu derlenen belgeleriŞemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunmak üzere Şemdinli'ye geldik. Hatta bu konuda resmî görevliydik. Şemdinli'ye saat kaçta geldiğimizi hatırlamıyorum. Ancaköğleye yakındı. Şemdinli'ye geldik. Şehir merkezindeki en son göbekten dönüş yapıp,aracımızı AKP İlçe Binasının önüne park ettik. Bu arada planımız: Şemdinli'deki haber elemanımızı yanımıza alıp uygun bir yerde kendisi ile görüştükten sonra Jandarmayave Emniyet'e geçip daha sonra dosyayı Savcılığa vermekti. Ancak Özcan İLDENİZ tam arabadan ineceği sırada bomba patlama sesini duyduk. Yanımızda Veysel ATEŞ'de vardı. Veysel ATEŞ arabanın arka koltuğunda oturuyordu. Üçümüzde arabadan inmemiştik. Daha sonra, ifademde belirttiğim konular gelişti. Soruldu :Şemdinli'ye geldikten sonra biz hiç birbirimizden ayrılmadık. Veysel ATEŞ'deyanımızdan hiç ayrılmadı. Ancak olaylar olup bittikten sonra Veysel ATEŞ İlçeEmniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü. İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde bulunan TerörleMücadele Daire Başkanı ki bu kişinin ismini bilmiyorum, kendisi Ankara'da görev yapıyormuş, bu kişi Veysel ATEŞ'in 0538 202 18 74 numaralı cep telefonundan benim cep telefonum olan 0532 276 83 72 numaralı cep telefonumu aramıştı. Veysel Emniyet Müdürlüğü'ne götürülünce orada kendisinin benim haber elemanım olduğunuöğrenen bahsettiğim Daire Başkam beni, Veysel'in cep telefonundan arayıp olayısordu. Daire Başkanı'nın neden kendi telefonundan beni aramadığını bilmiyorum,zaten kendisini de tanımıyorum. Soruldu : Veysel ATEŞ'in 0538 202 18 74 numaralı cep telefonundan benim cep telefonum olan 0532 276 83 72 numaralı cep telefonum 09.11.2005 tarihinde saatini tam hatırlamıyorum Şemdinli girişindeki Kaymakam Çeşmesi yanında daha önce cep telefonu ile tuzak bir patlama olmuştu. Veysel ATEŞ telefonu ile arabanın içerisinde beni aradı, nitekim cep telefonunun burada çekip çekmediği, kapsama alanı olup olmadığını denemek için aramayı yaptırdım. Örgüt eylemleri kapsamında o bölgede daha önce cep telefonu ile yapılan patlama olaylarım anlayabilmek amacıyla bu şekilde bir telefon test görüşmesi yaptık. Yine Veysel daha sonraki saatlerde beni cep telefonundan aradı. Kendisi Emniyette idi. Olay yerinde hırpalandığını ve durumunun iyi olduğunu bildirmişti. Soruldu : Ayrıca benim Avea hatlı 0505.li telefonum da vardır. Numarası 0505 251 85 39.dur. 0505 235 63 98 numaralı cep telefonu Özcan İLDENİZ'e aittir. Olaylar olduktan sonra vatandaşlar bizim araca saldırdılar. Bu arada Özcan İLDENİZ'i Sınır Alay Komutanlığı birlikleri muhafaza altına aldılar. Saatini tam olarak hatırlamıyorum. Özcan İLDENİZ beni cep telefonumdan arayıp durumunun iyi olduğunu söyledi ve benimde durumu sordu. Vatandaşların bizim üzerimize saldırdığı saati tam olarak hatırlamamakla birlikte mesai bitimine yakındı. Biz olay yerinde arabanın içerisinde ve çevresinde vatandaşların saldırısına maruz kaldık. Veysel ATEŞ 7-8 dakika aracın içerisinde kaldı ve Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildi. Özcan İLDENİZ kendi imkânları ile kurtuldu, yani vatandaşın saldırısı ile askerî bölüğe varması 10 dakika kadar bir süre içerisinde oldu. Bende 20 dakika kadar aracın yanında kaldım. Ben kendi imkânlarımla olay yerinden kaçıp Jandarmaya sığındım. Bizim kullandığımız ve bizim araçta bulunan iki adet el bombası MKE yapımı MOD 45 Modeli bomba tipidir. Bizim zimmetimizde ve birliğimizde Alman malı el bombaları yoktur. Ben ve diğer arkadaşlar kesinlikle Seferi YILMAZ isimli şahsın iş yerine el bombası atmış değiliz. Bunun planım da daha önceden yapmadık. Ben 1.5 yıldan beri Hakkâri'de görev yapıyorum. Şemdinli'ye üç defa gittim. patlamanın olduğu söz konusu pasaja hiç gitmedim, spor toto, spor loto, iddaa vs oynamadım. Biz Şemdinli'ye geldikten sonra bomba patlamasını müteakip araçtan inmiştik, ben araçtan 5-6 adım ileri doğru gittim. Bu arada yukarıdan 3-5 kişi aşağı doğru koşuyordu. Veysel'de aracın yanındaydı. Bize doğru koşarak gelen bu 35 kişi direk bizim yanımıza doğru geliniyorlardı. Ben bu şahıslara ne olduğunu sordum. Bomba patladığını söylediler, o sırada içlerinden birisi Veysel'i göstererek "işte bu şerefsiz itirafçıdır" dedi. Bir başkası da arabanın birkaç metre yanında olan Özcan Astsubayı gördü. Özcan Astsubay istihbarat konusunda Şemdinli Bölgesinde bakıyordu ve bu bölgede tanınan biri kişidir. Bu bölgeye sık sık gelip gitmektedir. Özcan Astsubayı da böylece tanıdıktan sonra bilisi "bu da vardı" dedi. yine peşinden bir başkası "şerefsizler hem yapıyorsunuz, hem de soruyorsunuz, Devlet yapıyor, PKK.ya yıkıyorsunuz" dedi ve üzerimize saldırdılar. Ben Veysel'e arabaya oturmasını söyledim. Olay bu şekilde meydana geldi. Kesinlikle Seferi YILMAZ'ın iş yerine bombayı biz atmadık. Olaya müteakip cep telefonlarım ile çeşitli yerlerle görüştüm. Bu olayla ilgili başımıza gelenleri anlattım. Ayrıca, bombanın patladığı gün Şorej (K), Agiri (K) ve Velat (K) isimli örgüt mensupları teknik takipte Sabri (K) ile yaptıkları konuşmalarda; bizim aracımızın başında olduklarını, malzemelere el koyduklarım ve ne yapmaları gerektiği konusunda talimat istiyorlar. Yani bomba olayı örgüt tarafımdan planlanmış ve o gün dağ kadrosu Şemdinli'ye inmiş, bu konuşmalar teknik takip tutanaklarında vardır. Örgütün bu olaylar sonucu halkı nasıl provake ettiği, Türk Bayrağına ve Atatürk Büstüne saldırdıkları görüldü. Bu hususlar teknik takip tutanaklarındaki konuşmalardan anlaşılmaktadır. Ben Tanju ÇAVUŞ isimli şahsı tanımam. Kendisi ile daha önce hiç görüşmedim. Sınıfı da farklıdır. Olay günü benim üzerimde siyah mont vardı. Özcan'ın üzerinde de lacivert mont vardı. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem şeklinde beyanda bulunmuştur. Şüphelilerin beyanlarına göre söz konusu bombalama olayını terör örgütü PKK gerçekleştirdiği varsayımından hareket ettiğimizde; terör örgütünün aynı tipte Alman yapımı dört adet el bombasını temin ettikten sonra iki tanesini kitapevi’ne attırması gerektiği, diğer iki tanesini de Jandarma’ya ait aracın ilçeye geleceğini, araçta MKE yapımı el bombası bulunabileceğini varsayarak bunları değiştirmek amacıyla muhafaza etmesi gerekeceği ve patlamanın gerçekleşmesine müteakip şüpheli Ali KAYA’nın savunduğu şekilde MKE yapımı el bombalarının araç içerisinden karmaşa ve karışıklık ortamında terör örgütü mensupları veya yandaşlarınca değiştirmeleri gerekeceği, bu varsayımın ise dosyadaki delil kapsamına göre gerçekleşmesinin uzak olduğu,