İçeriğe atla

Toplumda Görülen Şiddet Davranışına Evrimsel Yaklaşım/Gruplar Arası Çatışma

Vikikaynak, özgür kütüphane


  Gruplar Arası Çatışma
  Modern tarihimiz boyunca insan grupları arasında çatışmalar meydana gelmiştir. Ülkeler arası savaşlar, terörizm, ırksal ve etnik ayrımcılık ve siyasi partiler arasındaki çatışmalar gibi büyük ölçekli çatışmalardan, rekabet, düşmanlık ve saldırganlık içeren nispeten küçük ölçekli çatışmalara kadar uzanmaktadır (Vught, 2009). Toplu şiddet, bir bireye karşı gerçekleştirilen şiddet davranışı değil, ekonomik veya sosyal hedeflere ulaşmak için kullanılan kolektif bir şiddet türüdür (Littman ve Paluck, 2015). Evrimsel açıdan bakıldığında toplu şiddet şiddet, evrimsel bir adaptasyon veya adaptasyonların bir yan ürünü olarak ele alınabilir (Durrant, 2011).
  Grup dışı sergilenen saldırganlığın açıklaması ise değerli olan kaynakların diğer gruplar tarafından erişiminin engellenmesi olarak açıklanabilmektedir. Bireyin tek başına yüzleşemeyeceği durumlarda grup içinde var olması güç ve kaynak anlamında bireye yarar sağlamaktadır. Böylece hayatını devam ettirme ve genlerini bir sonraki kuşağa aktarma konusunda avantaj sağlamaktadır. Darwin’e göre (1859; 1871), ahlaki davranışlar doğal seçilim yoluyla evrimleşebilmektedir (Akt. Özgökman, 2015). Toplu şiddet, bu fikirden yola çıkarak, bireyin hayatta kalabilmesi için bir topluluk içinde var olması, tehlikelerle başa çıkması ve hayatını sürdürmesine dair olanaklarının artması açısından fayda sağlamak olarak açıklanabilmektedir. Böylece ahlaki davranışların topluluklar içinde gelişmesi bireyler için avantajlı bir durum haline gelmektedir (Özgökman, 2015).
  Zwi ve arkadaşları (2002) şiddetin araçsal kullanımını, belli bir grupta bulunan bireylerin karşı gruplara veya bireylere karşı şiddet uygulaması şeklinde tanımlanmıştır. Toplu şiddet belirli bir gruba ait olmayan bireylerin arasında gerçekleşen şiddet olgusundan daha farklı bir şekilde meydana gelmektedir. En önemlisi, toplu şiddet sosyal ikameyi (social substitutability) kapsamaktadır (Kelly, 2000). Sosyal ikame ise, bir kişinin belirli bir gruba karşı şiddet davranışının gerçekleştirilmesine karşın bireye yönelik olmaması olarak açıklanabilmektedir. Bazı nefret suçları, örneğin, bir cinsiyete, ırka veya cinsiyet yönelimine karşı, o grup herhangi kötü bir davranışta bulunmamış olsa bile, şiddet göstermek olarak tanımlanabilmektedir. Bazı terörizm biçimleri de bu kapsam içinde sayılmaktadır.
  Gruplar arası çatışma, kaynak kıtlığı sebebiyle gerçekleşmektedir ( Sidanus ve Pratto, 1999). Toplu şiddet olgusuna dair ortaya atılmış dört adet hipotez bulunmaktadır. Bunlar; denge eşitsizliği hipotezi, bilinçli erkek koalisyonel üreme stratejisi olarak savaş, erkek savaşçı hipotezi ve gruba has özgecilik hipotezi olarak bilinmektedir (Gat, 2006; Smith, 2007). Denge eşitsizliği hipotezi şempanzelerdeki gruplar arası şiddet incelemeleri sonucu elde edilmiş ve insanlar arasındaki toplu şiddeti açıklamak için uyarlanmıştır. Bu hipoteze göre, toplu şiddet iki faktör sebebiyle meydana gelmektedir. Bunlar; gruplar arası saldırganlık ve gruplardaki güç eşitsizlikleridir (Wrangham, 1999). Toplu saldırganlık, endemik ve sürekli gruplar arası bir özellik değildir ancak güç dengesizlikleri ile meydana gelmektedir. Toplu saldırganlığın evrimsel fonksiyonu ise diğer gruplara karşı üstünlüğü göstermek, kaynaklara yani yiyecek, eş ve barınmaya ulaşım olarak ifade edilebilir. Van der Dennen (2002) ise toplu şiddeti bilinçli erkek koalisyonel üreme stratejisi ile açıklamaktadır. Savaş gruplar için daha iyi bölgelere/kaynaklara ulaşımı ve üreme şansını arttırma açısından fayda sağlamaktadır. Koalisyon oluşturma ve grup bölgesinin belirlenmesinin de savaşı için ön koşullar olarak düşünülmektedir. Erkek savaşı hipotezinde (Van Vught, 2009), toplu şiddetin evrimsel hipotez ile iki noktada birleştiğinden bahsedilmektedir. Van Vught (2009) gruplar arası çatışmanın insan evriminde erkek koalisyonel psikolojisini yansıttığını, çünkü erkeklerin toplu şiddet aracılığıyla yiyecek ve eşleşme imkânına ulaşabildiklerini savunmuştur. Bu sebepten dolayı dişi ve erkeklerin gruplar arasında psikolojik açıdan ayrıştığını savunmaktadır. Örneğin; erkeklerin gruplar arası deneyimlerde daha yarışçı olması, kendi grubuna bağlığının yüksek olması ve savaş için daha fazla politik destek aramalarının sebebinin bu olabileceği düşünülmektedir. Choi ve Bowles (2007)’ a göre ise savaş ve gruba has özgecilik, gruplar arası çatışma sonucu evrilmiştir. Bowles (2008) bunun evrimsel bakış açısından bakıldığında özgeciliğin ve gruba aidiyetin birey için aslında masraflı bir davranış olmasına rağmen elde edilen kaynaklar sayesinde bu durum dengelendiğini ifade etmektedir. Grup üyeleri ile iş birliği kuran ve karşı gruba saldırgan davranışlar sergileyen grup bireyleri, kendi açısından kaynaklara ulaşmada öncelik kazanmakta ve bu tür bireylere sahip olmayan gruplara karşı kendi grubu ile birlikte üstünlük sağlamaktadır. Böylece toplu olarak gösterilen şiddet davranışlarının, grubun sahip olduğu çıkarları koruma açısından ve daha fazla kaynak edinme açısından elverişli olduğu düşünülebilir (Sidanus ve Pratto, 1999). Her ne kadar grupta bulunan bireylerin akrabalık ilişkileri olmasa veya zayıf olsa da, gösterilen şiddet davranışı sonucunda elde edilecek ve/veya korunacak olan kaynakların bireysel çabalarla elde edilemeyecek olması toplu şiddeti avantajlı kılmaktadır. Bu evrimsel hipotezlerin ortak ve farklı noktaları olmasına karşın çoğunlukla benzerlik gösterdiği görülmektedir. Üreme başarısının artması, diğer grupları ortadan kaldırarak güvenliğin artması, toplu şiddetin evrimsel yararları arasında sayılabilir.