Nutuk/12. bölüm/Merkez Ordusu'nun teşkili ve Nurettin Paşa'nın kumandanlığa tayini
Efendiler, hatırlarsınız ki Nurettin Paşa, Yunan ordusunun ilk taarruzu manzarası karşısında, birtakım vâhi ve nâ-makul mütâlaalar serd etmesi sebebiyle, kendisine vazife verilmemiş olduğundan bizimle teşrik-i mesâi edemeyeceğini bir mektupla bildirerek mezunen Taşköprü’ye gitmişti. O tarihten beş ay sonra, Nurettin Paşa tarafından bazı zevât, gerek Fevzi Paşa Hazretlerine ve gerek bana, kendisine bir vazife verilirse Nurettin Paşa’nın ciddiyet ve samimiyetle ifa edeceğine dair delâletler vuku buldu. Biz de Anadolu merkezindeki asayiş meselesini halle memur kuvvetlerimizi büyücek bir kumanda altında tevhîd etmekte faide tasavvur ettiğimizden 9 Kânunuevvel 336’da Sivas’taki Üçüncü Kolordu’yu lâğvederek onun vazifesini yeni teşkil ettiğimiz Merkez Ordusu’na tevdî ettik. Bu orduya da Nurettin Paşa’yı kumandan yaptık.
Nurettin Paşa, merkez mıntıkasında bir seneye karîb ifa-yı vazife etti. Fakat salâhiyeti haricinde, ahaliden bazılarının hukukuna tecavüz ettiği hakkında mebusların vuku bulan şikâyetleri ve Dahiliye Vekâleti’nden istîzâhları ve Vekâlet’in de şikâyâtı muhik görmesi üzerine, Meclis’in talebiyle Teşrinisani 337 bidayetinde azledildi. Meclis, Nurettin Paşa’nın taht-ı muhakemeye alınmasına karar verdi. Bu husus, benimle Heyet-i Vekile arasında da bir meselenin hudûsunu intâc etti. Ben, Nurettin Paşa hakkında tatbik olunması talep olunan muameleye iştirak etmedim. Fevzi Paşa Hazretleri de benimle hem-fikir oldu. İkimizle Heyet-i Vekile arasında tahaddüs eden ihtilâf Meclis’çe hallolundu. Meclis’te, Nurettin Paşa’yı müdafaa ettim. Ağır muameleye ma’rûz kalmaktan kurtardım.
Nurettin Paşa’yı, bundan sekiz ay kadar sonra, Birinci Ordu Kumandanlığı’nda göreceğiz.
Muhterem Efendiler, Sakarya muharebesinden sonra, Başkumandanlık ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyâseti, Ankara’da ifa-yı vazife ediyordu. Ben, aynı zamanda diğer vazifelerimle de iştigal ediyordum. Üç, dört ay geçmemişti ki Meclis’te Sakarya zaferini unutanlar, muhalefet vadisinde ileri gitmek isteyenler, kendilerini göstermeye başladılar. Sakarya Muharebesi’nden evvel başlayıp peyderpey gelmiş olan Malta mevkûfîninden bazılarının, bu muhâlif cereyânlarda müşevvik rolü oynadığı anlaşılmıştı. Bu noktayı müsaadenizle biraz izah edeyim.