Nutuk/12. bölüm/Benim şahsen Ankara'dan uzaklaşmam arzu ediliyordu
Başkumandanlık ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyâseti, pek muvâfık olarak, Ankara’yı karargâh ittihâz etmiştir. Vazifesini en iyi buradan ifa etmektedir. İcabında ne vakit, nereye gideceğini kendisi takdir eder. Cephede bizzat meşgûl, cephe kumandanı vardır. Bilâ-lüzum, benim, şahsen Ankara’dan uzaklaşmamı arzu etmekte mâna yoktur. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyâseti ve Müdafaa-i Milliye Vekâleti, Başkumandan ’ın taht-ı emrinde, Başkumandanlık Karargâhı’nı teşkil etmektedir. Ayrı, ayrı değildir. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi olan Fevzi Paşa Hazretlerinin, Ankara’da bulundukça İcra Vekilleri Heyeti Riyâseti’ni de ifa etmesi bugünün zaruretlerindendir. Çünkü onun gaybûbetinde, Refet Paşa, ona vekâleten, İcra Vekilleri Heyeti Riyâseti vazifesini ifa etmişti. Muvaffak olamamıştı. Heyet-i Vekile’de, anarşi vukua geldi. Vekiller, ictimâ etmez oldu. Fevzi Paşa Hazretlerinin avdeti, vekillerin şikâyeti üzerine vuku buldu. Orduya müteallik yaptığımız işleri kontrol için, Meclis’in bir encümen teşkil etmesinde bir beis görmem. Fakat bu encümen benim taht-ı riyâsetimde olur.
Fi’l-hakika, bu encümen, dediğim tarzda teşekkül etti. Sâbık Harbiye Nâzırı Cemal Paşa da aza olarak intihap edildi. Diğer hususâtta, Refet Paşa ve emsalinin nokta-i nazarları, tervîc olunmamıştı. İşte, bu sebepten istifaya hazırlanan Refet Paşa, istifasını Rauf Bey’in istifasıyla aynı günde vermiş oluyor.