Tâmât/Bir Dağdan İnerken
bir dagdan inerken
Nevâ-yı dil-keşiyle arz-ı isti'dâd eder bir kuş
Sanırsın bin nevâ-yı cenneti icâd eder bir kuş
Bu nekbet-hâne-i hîçîyi safâ-âbâd eder bir kuş
Siyeh-bahtân-ı dehr-i dûnu san is'âd eder bir kuş
Çıkar bir nûr-ı Rahmânî zalâm-ı bî-nihâyetten
Sanırsın koptu bir pertev çerâ-gâh-ı meşiyyetten
Geçer yer yer semâlardan makam-ı sermediyyetten
Bu feyz-i pür-bedâyi'le beni irşâd eder bir kuş
Döner bir pertev-i bârık ebed-gâh-ı muallâda
Gezer bir zulmet-i şârık şeb-i târ-ı musaffâda
Göğü yerler, yeri gökler itâatle tekazâda
Öter feryâdını Mevlâ'sına isnâd eder bir kuş
Gehî bir nagme bir feryâd-ı hîç-âbâd olur gûyâ
Hemân bir samt-ı hîç-â-hîç olur peydâ vü nâ-peydâ
Gehî bir ra'd-ı hâmûşî ile titrer bütün eşyâ
Sükût-ı hîç-i hîç-i âlemi berbâd eder bir kuş
Sehâbı parçalar bir el yağar envâr göklerden
Türâbı çâk edip bir şey karanlıklar çıkar yerden
Zalâm u nûr-ı mevc-efşân geçen ebhârdan, berden
Hemân feryâd u âhengiyle istimdâd eder bir kuş
Makamullahta her bir şey mübâhîdir celâliyle
Fenâ-gâh-ı muvakkatten geçer her şey zevâliyle
Ebed-zâr-ı hüviyyette kalır her şey kemâliyle
Bu ahvâle cihânı, gökleri işhâd eder bir kuş
Bakın bir kuş temâşâ-yı tabîatle mübâhîdir
Lisân-ı hâli der: "Bak bak şu gökler, lâ-tenâhîdir,
Bu yıldızlar, bu zulmetler bütün sun'-ı İlâhîdir.”
Füyûzât-ı İlâhîyi nasıl ta'dâd eder bir kuş!
Gezer yer yer karanlık nûrlar, göklerde, yerlerde
Uçar pertevli zulmetler zalâm-ı hayret-âverde
Döner bir şevk-i deycûr u münevver bahr u berlerde
Hayâl ü fikre ulviyyet verir feryâd eder bir kuş
Zalâm içre demâdem berk urur envâr göklerde
Çıkar eflâke zulmet bak! Uçar eşcâr göklerde
Gezer ervâh yer yer arzda, efkâr göklerde
Bu hâlâtı görüp izhâr-ı isti 'âd eder bir kuş
Şu zulmet-gâhı bir cây-ı hikem-âmûza benzettim
Şu nûr-ı muzlimi bir hiç-i fikret-dûza benzettim
Şu mürgun nâlesin bir âh-ı vicdân-sûza benzettim
Tabiî sanki bir nazm-ı belîğ inşâd eder bir kuş
Nedir bu zulmet içre berk vurur bir lem'a-ver bir ses?
Nedir bu samt-ı hiçâhiç içinde devr eder bir ses?
Nidâ-yı hâtifidir san semâvâta gider bir ses
Bu âhengiyle göklerden san istinşâd eder bir kuş
N'olurdu anlasam bu mürg-ı nâlânın lisânından
Nedir maksûdu âyâ girye vü âh-ı nihânından
Fakat dikkatle duydum anladım âh u figanından
Hazân gelmiş safâ-yı nev-bahârı yâd eder bir kuş
Nidâ-yı hasret-engizi eder vicdanları pür-cûş
Sanırsın bir şehîd-i dem-huruşândır kefen-ber-dûş
Bakıp semt-i semâya âsmânı eyliyor hâmûş
Ne ulviyyet-perestâne makâl irâd eder bir kuş!
Bu leyl-i haşyet-efzâ bak benim subh-ı bahârımdır
Bu pertevler, bu zulmetler benim hâk-i mezârımdır
Semâvât u cemâdât u hayâletler nigârımdır
Dil-i me'yûsuma âhengini münkad eder bir kuş
Semâlardan gelir asvât, feryâd-ı esârettir
Zalâm içre zalâm olmaz bu bîdâd-ı esârettir.
....................................................................
Meâl-i mâ'nevîden hayret! İstişhâd eder bir kuş