Sayfa:YENİ TÜRK EDEBİYATINDA BİR KURMACA ÖGESİ OLARAK TİYATRO VE DİĞER SAHNE SANATLARI.pdf/7

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Şener Şükrü YİĞİTLER

İstanbul'dan Anadolu'ya ulaşan tek sesin tuluat tiyatroları olduğunu ifade eden Güntekin, halk eğitimi/terbiyesi konusunu asıl amaç olarak görmekle birlikte tiyatronun eğlendirici yönünü de değerli bulduğunu ifade eder. Genç erkeklerin aktrislerin peşine takılmaları, genç kızların şöhret hayalleriyle evden kaçmaları gibi bazı olumsuzluklara yol açmakla birlikte, özellikle Anadolu'daki monoton yaşayışa, “durgun ve renksiz kasabalar'a gezici tiyatrolar sayesinde bir parça “neşe ve hareket” geldiğini anlatır (Güntekin, 2008: 137). "Bu yorgunluktan, açlıktan yılmayan, mihneti kendilerine zevk eden uyanık ve sevimli göçebeler yıllarca Anadolu'ya neşe, hareket ve yaşamak zevki taşımışladır” (Güntekin, 2008: 134) sözleriyle Anadolu'da yer yer tepkiyle karşılanan bu gezici gruplara sevgi ve hoşgörüyle yaklaştığını gösterir. Tuluat oyunlar için, “Bu oyunlarda her şey bizdendi. Bize benzeyenler karşısında halk coşkunluklar gösteriyordu. Kel Hasan'ı bağrına basıyordu. Çünkü Kel Hasan her şeyden önce halka gülmesini öğretiyordu. Bu başarı yeter de artar bile...” (1977: 59) diyen Aksel, sahneye çıkmadığı dönemde İsmail Dümbüllü'yle ayaküstü bir konuşmasında emektar komik-i şehir'in bu konuyla ilgili olarak şu sözlerini kaydeder: “Her mesleğin bir emekliliği, bir sigortası, şusu busu vardır, bizim ise bir şeyimiz yok. Yıllardır bu küskün, gülmeyen halkı güldürdüm, daha doğrusu gülmeyi öğrettim, kendim bir gün bile gülmedim, yaşlandıkça da komiklikten palyaçoluğa terfi ettim.” (1977: 64)

Cumhuriyet'in kültür politikaları

Ulusal Türk kültürünün gelişimini engellediğine inanılan Osmanlı kültürünün tasfiyesi her alanda devreye sokulur: "Osmanlı lisanındaki Arapça ve Farsçaya özgü kaideler, aruz vezni, alafranga manzumeler, Osmanlı müziği, barok ve rokoko mimarlık gibi.” (Öndin, 2003: 60-61). Meşrutiyet tiyatrosunda (1908-1923) hâlihazırda güç kaybına uğramış tuluat, Cumhuriyet döneminde geleneği tasfiye etmeyi amaçlayan ve yerine Batılı ölçütleri koyan kültür politikalarından payını alır ve uzun bir can çekişme evresine girer. Tuluat tiyatrosunun tümüyle ortadan kalkışının istenenden uzun sürmesinde halkın alaturka müzik gibi tuluata olan ilgisine bağlanabilir. Ancak amatör toplulukların kendi imkânlarıyla yürüttükleri geleneksel kurumlar, eğitimli ve donanımlı kadroları, güçlü repertuvarları, kurumsalmış yapısı ve en önemlisi resmî ideolojinin kültürel ve mali desteğiyle Şehir Tiyatrosu (eski adıyla Darülbedayi) karşısında fazla dayanamaz. Bu dönemde, Batılı tercüme oyunların yanı sıra Cumhuriyet ilke ve değerlerinin

2020 » ISSN: 2548-0472