Sayfa:YENİ TÜRK EDEBİYATINDA BİR KURMACA ÖGESİ OLARAK TİYATRO VE DİĞER SAHNE SANATLARI.pdf/25

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Şener Şükrü YİĞİTLER

şiir anlayışını veren bir örnektir. Şiirin “sahneye çıktı, palyaço dediler” (Cansever, 2019: 56) şeklindeki ilk dizesinin seyircilerle palyaço arasında kurduğu yabancılaşma ilişkisi bütün şiire yayılır. Seyirciler, izleyip dışarı çıkarlar, palyaço derler, gülmeye devam ederler. Kimsenin palyaçoyu gerçekten anlamaya, onunla insani bir ilişki kurmaya vakti, niyeti yoktur.

Sanatçının yalnızlığını anlatan bir diğer İkinci Yeni şairi Turgut Uyar'dır. Ancak bu defaki farklıdır. “Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiirdir” ve bununla beraber bir seri oluşturan “Tel Cambazının Rüzgârsız Aşklara Vardığını Anlatır Şiirdir” ile “Tel Cambazının Kendi Başına Söylediği Şiirdir” adlı şiirler cambazın mahremiyet isteyen “Benim dengemi bozmayınız” (Uyar, 2017: 121) ricasıyla biter.

Diğer Eserler

Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi'nde yer alan “Usta Beni Öldürsen E!” (1970) adlı öyküde iki tel cambazının usta-çırak ilişkisini ölümü mukadder olanın bakış açısından anlatır. Eski Bir Balerin'de (1985) sahnedeki günlerini özleyen yaşlı bir kadının kaybettiği hayat sevincine yeniden kavuşması anlatılır. Sevim Burak'ın incelikli bir kapitalizm eleştirisi yaptığı “Palyaço Ruşen”de bir palyaçonun Mach I'le sergilediği gösteriye uzun bir yer ayrılır (1993: 91-92). Orhan Pamuk'un Kar (2002) romanı tiyatro oyunu sırasında gerçekleştirilen ölümcül bir infaza sahne olur (2017: 136-146). Kumpanya Nula (2014) her biri ayrı sorunlarla uğraşan çocukların tiyatro sevgisiyle ötekiliklerini aşmalarını konu eder. Kurmaca-hayat ayrımının giderek belirsizleştiği Veda Oyunu'nda (2014) ise Mem ü Zin hikâyesini sahneye taşıyan bir tiyatro grubu üyelerinin birbirleri ve oynadıkları hikâyeyle kurdukları tutkulu bağ anlatılır.

Sonuç

Türk edebiyatında sayısı çok fazla olmamakla birlikte tiyatro sahnelerini, tuluat şanolarını, Karagöz, meddah ve ortaoyunu kahvelerini, sirkleri ve benzeri gösterilerin sergilendiği sahne dünyasını konu eden eserlerinin incelendiği bu yazıda öne çıkan ön önemli nokta, yazarların, başta tiyatro olmak üzere, sahne sanatlarının ancak özveri ve tutkuyla yapılabileceği konusundaki fikir birliğidir. Eserlerde portresi çizilen sanatçı karakterler, tutkulu tiyatro sevgileriyle sahneye adımlarını atarlar ve oradan inmemek için türlü zorluklar, sefaletlerle mücadele ederler.

2020 » ISSN: 2548-0472