Sayfa:YENİ TÜRK EDEBİYATINDA BİR KURMACA ÖGESİ OLARAK TİYATRO VE DİĞER SAHNE SANATLARI.pdf/23

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Şener Şükrü YİĞİTLER

Tiyatro

Sersem Kocanın Kurnaz Karısı

Oyun, 1879 ile 1882 arasında Bursa valiliği yaptığı dönemde Moliere'den bizzat eserler çevirip burada kurduğu sahnede oynatmış tiyatro sevdalısı bir Osmanlı bürokratı olan Ahmet Vefik Paşa'nın Türk tiyatro tarihinin emektar isimleri, Ahmet Fehim Efendi, Küçük İsmail, Fasulyeciyan ve ekibiyle birlikte çalışmasını anlatır. Birtakım tarihi gerçekliklere dayanmasının yanı sıra, oyunun en çarpıcı tarafı oyun içinde oynanan Moliere'in “Georges Dandin”inin üç farklı tarzda icrasıdır. Birincisi Frenk usulüne göre oynanır. İkincisi Ahmet Vefik Paşa'nın müdahalesiyle Rumlar arasında geçer. Üçüncüsü ise Küçük İsmail'in yorumuyla tuluata dönüşür (Taner, 2015: 7). And'ın, Taner'in bu yorumlar içinde geleneksel Türk tiyatrosundan yana olduğu yorumuna rağmen Ahmet Vefik Paşa'ya ağzından seyirciye seslenen şu sözlerin Taner'in tiyatro anlayışını özetlediği kanaatindeyiz:

“Frenk hayranları Frenk tiyatrosunu taklitten medet umuyorlardı. Rasgele Avrupa piyeslerini, sözümona, Avrupalı gibi oynatmakla bir yere varılır sanıyorlardı. Biz de adaptasyonu teklif ettik, Avrupa piyeslerini yerlileştirip Türk adabı, Türk deyişiyle kotarmayı denedik. İşte şimdi sen de onu avamın gustosuna getiriyorsun, ne var ki bunların hepsi yetersiz. (...) Doğru yol, garbi ne taklit be de adapte. Doğru yol, galiba, Türk insanından, Türk şartlarından, Türk mevzularından hareket edip hem öz, hem biçim bakımından bir Türk tiyatrosuna varmak.” (Taner, 2015: 93-94)

Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım gibi oyunlarında “bize has tiyatro”, “bizim tiyatro” “Türk oyun tarzı, Türk oyun yazımı, Türk jesti, mimiği” (Taner, 2015: 17, 97) düşüncelerini pratiğe döktüğünü gördüğümüz Taner, Türk tiyatrosunun en önemli eserlerinden biri olan Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'nda henüz kuruluş aşamasındaki Türk tiyatrosunun önündeki meseleleri, işin içindeki icracılarının ağzından, farklı bakış açılarıyla analiz eder. Taner, tiyatronun halk aydınlanmasında işlevi, Türk tiyatrosunda yabancı oyuncuların tarihi rolü, bu oyuncuların telaffuz güçlükleri, kadın oyuncu meselesi, oyun tekniği, tuluatın Türk tiyatrosundaki yeri ve önemi, adaptasyon ve çeviri tartışmaları, dönemin tiyatro seyircisinin salon adabı gibi temel konuları oyun içinde eğlenceli bir üslupla ele alır.