Sayfa:Türk Musikisi Antolojisi.pdf/8

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

8 TÜRK MUSİKİSİ ANTOLOJİSİ

takım kaidelerle okumayı temin eden bu ilimlerin musiki ile yakından alâkaları vardır. Bu cihetlerledir ki İslâmiyetin teessüsü zamanlarında ve daha sonraki devirlerde ses musikisine büyük bir rağbet gösterilmiştir. Çalgı hakkında ise bir “nas” bulunmadığı için bazı fakihler çalma ve dinlemeyi “lehiv” sayarak menetmeye çalışmışlardır. Buna mukabil diğer bir kısım fakihler ve ekseriyetle mutasavvıflar, sazlı musikinin bazı insanlar için lehiv olduğunu kabul etmekle beraber, bazıları için hattâ ibadet telâkki edilebileceği kanaatine varmışlardır.

Bunlara göre ses ve saz musikileri arasında hiç bir fark yoktur. Her iki nevi musiki de maddî ve cismanî bir takım hisleri tahrik ettiği gibi, manevî ve vicdanî en yüksek hislerin husulüne de sebep olabilir. Bu cihetledir ki, hangi nev'i olursa olsun musiki, dinliyenlerin. seviyelerine göre helâl veya haram olabilir. Sofiyenin “Sema'” dedikleri işte budur. Avamın semaı nefsanî bir takım hazlarla alâkadar olduğu için zararlıdır. Makbul olan Sema' havâsın semaıdır. Bunlar musikiyi gönülle ve derunî bir vecd ile dinlerler ve bu türlü dinleyiş manevî terakkilerini icabettirir. İşte bu telâkkiler dolayısiledir ki mutasavvıfa arasında musikiye büyük bir ehemmiyet atledilmiştir. Tarikat âyinlerinin bilhassa musiki ve şiirin yardımile yapılmaları da bu san'atların tekkelerde fazlasile intişarına yardım etmiştir. Mutasavvıflar arasında ilâhiler, na'tlar, tevşihler vücude getiren ve bunları bizzat besteleyen bir çok şahsiyetlerin her asırda yetiştiğini görmemiz bundandır. Lâdini mahiyetteki eserleri besteliyenlerin ekseriyetle bir tarikat mensubu olduklarını ise ilerde göreceğiz.

Saz musikisinin mahdut bazı tarikat âyinlerinde yer bulduğunu biliyoruz. Bunlar arasında bilhassa Mevlevîliği gösterebiliriz Mevlânâ Celâleddin Rumî 'nin yüksek şahsiyeti etrafında teşekkül eden bu tarikat âyini ney, rübab ve kudümün iştirâkiyle yapılmaktaydı. Mevlânâ'nın ve oğlu Sultan Veled 'in de rübab çaldıklarını menakibnamelerden ve Sultan Veled'in şiirlerinden öğrenmekteyiz. Mevlevîler arasında saz ve söz eserleri vücude getiren bir çok musikişinasların yetişmesi bu rağbetin tabii bir neticesidir

“Bektaşilik” de de “saz” a büyük bir kudsiyet verilmiştir. Uzun asırlardanberi bu tarikat müntesiblerinin âyinlerinde mutlaka saz da çalınmıştır. .

XIII üncü asır mutasavvıflarından Taptuk Emre 'nin bizzat “Şeştâ”, yani altı telli saz çaldığı “Vâkıât-ı Üftâde” de tasrih edilmekte-