Sayfa:Türkülerin Başına Gelenler Politik-İdeolojik Sebeplerle Değiştirilen Türküler Üzerine.pdf/23

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
folklor /edebiyat

argümanda repertuardaki “Kınayı Getir Aney, Hani Davulunuz Hani (Bir mumdur), Makaram Sarı Bağlar, Cane Cane, Diyarbakır Güzel Bağlar, Bu Tepe Pullu Tepe, Ağlama Yar, Hele Yar, Ay Akşamdan Işıktır, Beyaz Gül Kırmızı Gül” vb. birçok türkünün aslında Arapça ya da Kürtçe asıllarından Türkçeleştirildikleri iddia edilmektedir (Bayrak, 2002; URL-34). Ancak bu durumla ilgili günümüze gelene değin herhangi başka bir bilimsel çalışma yapılmamış olması ve karşılaştırma imkânı verebilecek bir Arapça yahut Kürtçe repertuar bulunmaması, konuyu iddiadan öteye götürememektedir. Kaldı ki, diller veya lehçeler arasında etkileşim olması bu doğrultuda çeşitli uyarlamaların yapılması kadar doğal bir durum yoktur. Ayrıca bu durum pekâlâ tam tersi istikamette de değerlendirilmeye açıktır. Bu bakımdan ezgilerin asıllarının hangi dilde olduğu arayışı halk bilimi açısından fazlaca bir değer ifade etmemekte, beyhude bir çaba olarak kalmaktadır. Hatta bunların Kürtçe ya da Arapça olduğu yönündeki iddialar da meselenin tamamıyla siyasi-ideolojik bir arka plana dayanmakta olduğu izlenimini uyandırmaktadır.


Sonuç

Halk bilimi/edebiyatı ürünlerinin işlevlerinden birisinin de protesto işlevi olması dolayısıyla pek çok türkünün çeşitli ideolojilerin dünya görüşleri bağlamında sözel ve müzikal yapılarındaki değişiklerle politik söylemlerin aktarılmasında kullanıldığını ortaya sunmaya çalışan araştırmamızda türkülerin siyasi-ideolojik saiklerle değiştirilerek yapılan yeniden icralarının “laisize etme, muhafazakârlaştırma, türkülerin sözel dokusuna güncel ideolojik jargonun eklemlenmesi, parti seçim müziklerinde türkünün melodik yapısı üzerine yeni sözler uyarlanması” şeklinde dört yöntem ile gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bu dört yöntemde de icracı, türkünün söz veya ezgisinin popülaritesinden, motivasyon yeteneğinden, dinleyicide uyandırdığı duygusal coşkunluktan vs. yararlanarak ideolojik propagandanın daha etkili olmasını amaçlamaktadır. Özellikle en çok örneğin tespit edildiği son yöntem olan parti seçim müziklerinde türkünün melodik yapısı üzerine yeni sözler uyarlanmasında bu hususun çok önemsendiği görülmektedir. Zira popülaritesi yüksek türkülerin melodik yapıları, kitleler tarafından tanınan ezgiler oldukları için ilgi çekici görülmekte ve çalındıkları ortamlarda dinleyenlerin gizli öğrenmelerine hatta ezberlemelerine olanak sağlamakta, böylelikle hiç olmazsa o seçim süreci için hatırda kalıcılıkları artırılmaktadır. Öte yandan bu yöntem tamamıyla ezginin gücünü kullanma esasına dayandığından, oluşturulan yeni sözler estetiğin ikinci planda kalması hususunu da doğurmuştur ki, örneklerde çoğu kez ortaya konan sözlerin sıradanlığı, sloganvariliği bunu göstermektedir. Bir başka ifadeyle çok güçlü ezgilerin üzerine kurgulanan sözler ezginin gücüyle paralel estetiğe sahip olamamakta, anlamsal olarak sönük kalmaktadır. Ancak yine de toplumsal hafızada yer etmekte ve partinin-siyasi ideolojinin propaganda amacına hizmet etmektedir.

Bir diğer husus olarak sol tandansa mensup icracıların türküleri değiştirerek ideolojik söylemlerini yayma aracı olarak kullanmayı daha çok tercih ettikleri ve bu yöntemde yukarıda da üzerinde durulduğu gibi daha sanatkârane ve mahir oldukları dile getirilebilir. Özellikle Ahmet Kaya ve Selda Bağcan'ın bu konuda hayli ilgi çekici örnekler sunduğu görülebilir.

505