Sınıf | Boyut dağılımı | Görülebilirlik | Teknik |
---|---|---|---|
Makroplastik | 100-2,5cm | Çıplak gözle | Görsel sayım |
Mezoplastik | 2,5-0,1 cm (1000 µm) | Çıplak gözle veya optik mikroskopla | Neuston ağları ve elekler |
Mikroplastik | 0,1 cm-1 µm | Optik mikroskopla | < 1µm ayırabilen mikro filtreler |
Nanoplastik | <1 µm | Elektron mikroskobuyla | Nanofiltreler |
Tablo 1'de görüldüğü gibi, farklı boyutsal özelliklere sahip olan plastiklerden büyük boyutlu olanları çıplak gözle görülebilmekte iken, boyut küçüldükçe tespiti için mikroskoplara ihtiyaç duyulmaktadır.
1960'lı yıllardan beri, plastik üretimi her yıl %8,7 oranında büyüme göstererek küresel bir endüstri halini almıştır. Her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastiğin okyanuslara karıştığı tahmin edilmektedir. Ayrıca şu anda 5,25 trilyon plastik partikülün okyanus yüzey sularında bulunduğu ifade edilmektedir (Smith ve ark., 2018). Yapılan araştırmalar, plastiklerin farklı yollarla aşınması sonucu oluşan gözle görülemeyen boyutlardaki kirlilik unsuru mikroplastiklerin su ekosisteminde gitgide daha fazla yoğunlaştığı ve sucul biyota için ciddi bir toksikolojik risk faktörü olduğu gerçeğini ortaya koymuştur (Alimba ve Faggio, 2019). Karasal ve sucul ekosistemlere dahil olan plastik polimerler güneş ışığı, dalga gibi doğal etkiler ile mikroplastiklere parçalanmaktadır. Plastiklerin bozunma derecesi; polimer tipi, sıcaklık, ışınlama ve pH gibi çevresel faktörlerden etkilenmektedir (Akbay ve Özdemir, 2016; Smith ve ark., 2018). Pek çok deniz memelisi, omurgasızlar, balık yiyen kuşlar ve balıklar bu mikroplastikleri yutmaktadır. Bu plastik parçacıklar karkas diseksiyonu ve özellikle sindirim sisteminde görülmektedir. Mikro- ve nano plastik parçacıkların ayrıca dolaşım sistemi yoluyla çevre doku ve organlara geçiş yapabildiği de belirlenmiştir (Lusher ve ark., 2017; Smith ve ark., 2018). |
Mevcut koşullarda mikroplastiklerin çevrede kalıcı bir kirletici olma potansiyeli ve sürekli ekosistemde birikim gösterdiği bilinmektedir. İnsanlar için oldukça endişe verici olan bu durum özellikle belirli olmayan verilerle birlikte daha da karmaşık bir hal almıştır (Esmeray ve Armutçu, 2020).
Mikroplastiklerin insan sağlığı üzerine etkileri incelendiğinde, yapılan çalışmalar günümüzde maruz kaldığımız pek çok kimyasal maddeye dair olsa da, mikroplastiklerin çevreyi kirletme potansiyeli ve besin zincirine dahil olması ile ilgili çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bunun yanı sıra mikroplastikler ve bunlarla ilişkili kimyasal bileşenlerin deniz ürünleri aracılığıyla insanlara geçişi ve tüketici sağlığına olan etkileri üzerine henüz yeterli çalışma bulunmamaktadır (Carbery ve ark., 2018). Plastik materyallerin farklı koşullarda parçalanması sonucu insan vücuduna etki mekanizması ve potansiyeli partikül boyutu ve maruz kalma konsantrasyonu ile ilişkilidir. Tablo 2'de mikro- ve nano plastik partiküllerinin memeli canlılarda epitel boyunca transkolasyon durumu gösterilmiştir. Partikül boyutunun 150 µm ve daha küçük olması oluşan partikülün mukozal bariyerden geçebileceğini gösterirken, 1,5 µm'den daha küçük partikül boyutları daha derin dokulara ulaşabilmektedir (Lusher ve ark., 2017). |
(Mikroplastik (0-1- 5000µm)' | Nanoplastik (1-100 nm) |
---|---|
>150 µm- Absorbsiyon bulunmamaktadır. | ≤100 nm “Tüm organlara erişim bulunmak ile birlikte kan-beyin hücrelerine translokasyon ve plasental bariyerden geçiş |
<150 µm ≤ %0,3 oranında lenf dokuda emilim | Absorbsiyon oranı %7'nin üzerinde |
= 110 µm-Portal damarda emilim. | |
≤ 20 µm Organlara erişim. (≤20000 nm) |
İnsanlar için mikroplastiklere maruz kalma durumu çok yönlüdür. Bunlar genel olarak; inhalasyon (solunan havadaki mikroplastik varlığı; şehir tozu, toz sentetik kauçuk materyaller vb.), oral yol ve cilt teması (sentetik tekstil ürünleri) olarak sınıflandırılabilir. Bunun yanı sıra kirlenmiş deniz ürünleri tüketimi, diğer yiyecek türleri ve mikroplastik ile kirlenmiş içme sularının tüketimi, gastrointestinal sisteme partiküllerin direk geçiş yolunu oluşturmaktadır. İnsan derisi mikroplastik ve diğer kirleticilerin bu süreçte vücuda girişini engelleme yeteneğine sahipse de açık yaralar, ter bezleri, saç derisi gibi olası yollarından mikroplastik geçişi ortaya çıkmaktadır. (Torre, 2019). Mikroplastikler pek çok canlıda farklı boyutlarda dolaşım sistemine dâhil olabilmektedirler. Yapılan çalışmalarda mikroplastiklerin insanlar (parçacık boyutu 0,2-150 µm), |
kemirgenler (30-40 µm), tavşanlar (0,1-10 µm) ve köpeklerde (3-100 µm) lenf ve dolaşım sistemine translokasyon kapasitesine sahip olduğu bildirilmektedir (Peixoto ve ark., 2019).
Stock ve ark. (2019) tarafından yapılan çalışmada, polistiren (PS) mikroplastik parçacıklarının in vitro olarak insan hücrelerine ve in vivo olarak kemirgenlere geçişi incelenmiş ve PS partiküllerinin immun sistem üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda in vitro koşullarda 1 µm, 4 µm ve 10 µm büyüklüğündeki mikroplastik parçacıklar seçilen deneysel koşullarda oral yolla maruz kalmanın memeliler için akut sağlık riskleri oluşturmadığı ifade edilmiştir. Hesler ve ark. (2019) tarafından yapılan bir başka çalışmada ise 50 nm ve 0,5 µm büyüklüğündeki karboksile PS partiküllerinin insan intestinal ve plesantal hücrelerinden geçişi incelenmiştir. İn vitro modellerde |