hem manoplastik hem de mikroplastiklere maruz kalındığı ve hücre içine geçişin gerçekleştiği, bununla birlikte bu geçişin sitotoksisiteye veya translokasyona yol açmadığı sonucuna varılmıştır. 20. yüzyılın ortalarında kullanımına başlandığından beri plastik malzemeler sağlıktan gıda güvenliğine, elektronikten otomotiv sektörüne kadar hemen her alanda kullanılmaktadır. Bu süreçte hayata bu kadar dahil olan plastik malzemelerin tehlike oluşturması ve dolaylı yollardan insan sağlığına olan etkileri büyük bir tartışma konusu olmuştur. Plastik malzemeler içerisinde bulunan farklı kimyasal maddelerin pek çoğunun insan kanı, idrarı ve anne sütünde bulunduğu ve insan sağlığı üzerinde potansiyel bir sağlık tehlikesi oluşturduğu belirtilmiştir (Rist ve ark., 2018). Son yıllarda nano- ve mikroplastiklerin de insan sağlığı üzerindeki etkileri değerlendirilmeye başlanmış ancak bu süreçte mikroplastiklerle ilgili yeterli araştırma olmadığından dolayı insanların gıda aracılığıyla ne kadar bir mikroplastik konsantrasyonuna maruz kaldığı bilinmemektedir. Düzenli kabuklu deniz hayvanı tüketen bireylerin yılda yaklaşık 11.000 adet plastik mikro- ve/veya nanoplaslik tükettiği tahmin edilmektedir (Lusher ve ark., 2017; Smith ve ark., 2018) 3. Mikroplastiklerin Ekosistemde ve Gıdalarda Bulunuşu 3.1. Kara ve Deniz Canlılarında Mikroplastiklerin Varlığı Mikroplastiklerin yaygın dağılım gösterdiği ortamlar su ve karasal ekosistemlerdir. Bu maddelerin karasal ortama salınması; diş macunu, temizlik maddeleri ve tekstil elyafları gibi kişisel bakım ürünleri ve boyalar ile lastik gibi malzemeler yoluyla meydana gelmektedir. Okyanuslardaki mikroplastik kirliliğinin yanı sıra deniz ürünlerinde, bira, bal, sofra tuzu, şişelenmiş maden suları gibi yiyecek ve içeceklerde mikroplastik varlığına rastlanmıştır EFSA, 2016); Welle ve Franz, 2018). Tek bir plastik malzemenin zamanla parçalanarak milyonlarca mikroplastiğe dönüştüğü dünyamızda 1990'lı yıllardan beri 140.000'den fazla deniz hayvanının o mikroplastikleri yutarak öldükleri raporlanmıştır (Yurtsever, 2015). Özellikle bu plastiklerin parçalanmasıyla oluşan mikroplastiklerin çevreyi, okyanusları ve gıdalarımızı kirletmesinin yanı sıra gözle görülemeyen plastik partiküllere maruz kalma durumu bireylerde bir farkındalık oluşturmuştur. (Aydın ve ark., 2019). Oluşan farkındalık durumu ile birlikte tüketiciler plastik tüketimine dikkat etseler de plastiğin gıda sistemlerinde kullanımının kısa ve uzun vadeli etkilere sahip olacağı düşünülmektedir. Örneğin, tarımda kullanılan malç kısa vadede verimliliği arttırsa da uzun vadede toprak mikrobiyotasını ve bitki büyümesini olumsuz etkileyebilmektedir (Rustagi ve ark., 2011; Yates ve ark., 2019). Bu süreçte farklı plastik materyallerin biyolojik bozunma süreleri için tahmini süre örnekleri |
vermek gerekirse, plastik bir alışveriş çantası yaklaşık 20 yıl, strafor bir bardak 50 yıl, plastik bir şise ise 450 yılda bozunmaktadır. Buradan yola çıkarak gıda sistemlerinde kullanılmaya devam eden plastiklerin işlevlerini yitirdikten sonra da gıda, çevre ve insan sağlığına etkilerinin devam edeceği anlamı çıkartılabilir (Yates ve ark., 2019). Deniz ürünlerinde mikroplastik varlığı bilinen bir gerçek olmasıyla birlikte gıda güvenliğini tehlikeye atan en önemli unsurdur. Deniz canlıları mikroplastikleri yuttuktan sonra enzimatik aktivite ile parçalayamaz ve bu plastikler canlının gastrointestinal sisteminde varlığını devam ettirirler. Ayrıca bağırsak kanalında kalan mikroplastik partikülleri kanalı bloke eder ve besin sindiriminin azalmasına yol açar. Denizlerde yaşayan mikroalglerin de mikro- ve nanoplastiklerin varlığından etkilendiği ve bu organizmalardaki mikroplastik varlığının canlının. fotosentetik aktivitesi üzerine düşüşe yol açlığı bildirilmiştir (Sjollema ve ark., 2016; Torre, 2019) Denizlerde yaşayan canlılardaki mikroplastik varlığına yönelik çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalardan bir kısmı, Tablo 3'de verilmiştir. Tablo 3'de verilmişti. Bu çalışmalar, deniz canlılarının ne derece yoğun bir mikroplastik maruziyetine maruz kaldıklarını ve riskin boyutunu gösterse de bu birikimin ne kadar sürede gerçekleştiği ve insanların sağlığı açısından tehlikenin boyutu hakkında fikir vermemektedir ve mevcut bulgular henüz varsayım düzeyindedir (Rist ve ark., 2018). |
Örnek | Ortalama Mikroplastik İçeriği | Mikroplastik boyutu | Hâkim Mikroplastik türü | Analiz Metodu | Referans |
---|---|---|---|---|---|
193 balık ve 136 kabuklu deniz hayvanına ait solunum ve gastrointestinal sistem | Solunum sistemi (0,77±1,25) adet/sistem; gastrointestinal sistem (0,52±0,90) adet/sistem | Solunum sistemi (655,39±753,77µm); gastrointestinal sistem (727,03±1148,22µm) | PE, PET, PP, PS, PVC, Naylon, Tripolimer, Akrilik, Kopolimer | FT-IR spektroskopisi | Zhang ve ark., 2019 |
212 balık türü (72 köpek balığı, 12 barlam balığı, 128 kırmızı kefal) | 1,56 ±0,5 adet/balık | 0,38-3,1 nm | - | Spektroskopik görüntüleme | Bellas ve ark., 2016 |
26 türe ait 178 balık örneğinin gastrointestinal bölgesi | Örneklerin %26'sında mikroplastik varlığı | 2,39±0,28 mm | PP, PE PS, PVC, PAN poliakrilonitril | Binoküler steremikroskopik/FTIR ile görüntüleme | Baalkhuyur ve ark, 2019 |
15 türe ait 4389 adet balık midesi | 0,001-0,17 lif grubu/adet balık | - | PE, PMMA, PP, PS, PET, PVC, SA ve diğer bilinmeyen plastik türleri | Mikroskop altında gözlemleme/FT-IR spektroskopisi ile görüntüleme | Kühn ve ark., 2019 |
PE: Polietilen, PS: Polistiren, PP: Polipropilen, PET: Polietilen tereftalat, PVC: Polivinilklorür, PMMA: Polimetilmetakrilat; PAN: Poliakrilonitril; SA: Stiren akrilat