Sayfa:MİZAH, TANRI DAN BİR ARMAĞAN MI YOKSA ŞEYTANIN GETİRDİĞİ BİR CEZA YÖNTEMİ Mİ?.pdf/4

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

folklor / edebiyat



faaliyetlerinin en belirgin örnekleridir. Grup aidiyeti içinde grup benliği ile güç ve statü oluşturan sosyal grup üyeleri aynı toplumun üyesi olma, gelenek-görenekleri canlandırma, dengeleme, rahatlatma, sosyal motivasyonu sağlama gibi gizli fonksiyonlarla sosyal dokunun kuvvetlenmesine katkıda bulunurlar.

“Toplumlar kendilerini ifade etmek, değerler sistemi ile sosyal yapılarını şekillendirmek, sürdürmek ve güçlendirmek üzere söz ve eylem birlikteliğine dayalı kültürel kalıplara başvurmaktadır. Kültürel kalıplar Geertz’in de belirttiği üzere hem kültürel anlam dünyası ve ‘sosyal gerçekliğin bir modeli’ hem de ‘sosyal gerçeklik için bir model’ ve kutsal bir bağlamı inşa etmektedir” (Geertz 1973: 93’ten aktaran Şahin 2011: 115). Sosyal yapı, sosyal bir sistem olarak ele alındığında, benzer kategorizasyonlarla toplumu oluşturan grupların, sahip olunan değerlerin, kimlik ve kişilik göstergesi olarak benimsenip yaşatılmalarıyla doğru orantılı gelişim gösterir. Sosyal sistemin süreklilik arz etmesi de, sosyal yapının güçlü tutulmasında önem arz eden örf, âdet, gelenek, görenek gibi sosyal normların gelenek çevresi içinde varlığını devam ettirmesine bağlıdır. Bir başka ifadeyle, sosyal gruplarda kolektif bellekte kodlanarak saklanan kültürel değerler, yaşatıldıkları sosyal yapı içinde anlamlanarak sürekliliği sağlar.

Karşılıklı etkileşimle kurulan bu hiyerarşik düzen içinde, sosyal bir duygu olan ‘suçluluk’, toplumsal yapıyı şekillendiren değerler sisteminin temel aktörlerinden biridir. Suçluluk duygusu, kişiyi hata yapmaktan alıkoymaya koşullayarak davranış eğilimlerini düzenler. Toplumsal yapının belirleyici unsuru olan kültürel değerler, sosyal baskı fonksiyonuyla, duygu ve davranışların kontrol edilerek olumsuz olaylarla karşılaşmama hedefinde, denetim mekanizması görevi yüklenir. Bireyin sergileyeceği davranış, sosyal normların cezalandırma yaptırımıyla bilinçaltında algıyı yönettiği için, bilinçli kontrol mekanizmasını da beraberinde getirir.

İnsan hayatını anlamlandıran ve düzene koyan sosyal normların en önemli özelliği ‘yaptırım’dır. Ödüllendirme ve cezalandırma olmak üzere iki farklı boyutu bulunan bu yaptırımlar, sosyal özelliklerle donatılan insan için sosyal baskı veya sosyal ödül içermesi sebebiyle vazgeçilmezdir. Toplum önünde teşhir edilmek, bir başkasının gözünde küçük düşmek, sosyal ortamlarda herhangi bir sebeple kendini güçsüz hissetmek, alay objesi olmak, eleştirilmek, suçlanmak, reddedilmek, dışlanmak, yargılanmak, aşağılanmak, bilişsel algı mekanizmasıyla donatılan insana uygulanabilecek en yıkıcı sosyal cezalardır.

Dört çeşit hukuk sistemi vardır: Resmî hukuk, dinî hukuk, toplumsal (örfî) hukuk ve ferdî hukuk. Toplumsal yapı içinde, sosyal etkileşim olmadan hayatını idame ettiremeyecek formda programlanan insan için, toplumsal hukuk sistemi, çoğu zaman diğer hukuk sistemlerinden etkin şekilde varlığını gösterir. Yasama, yürütme ve yargı kuvvetler ayrılığını kendi dinamik bünyesinde tek merkezde barındıran toplumsal hukuk sistemi, sosyal kanunları çı 52