—)0— kit ulusun egemenliği ne olacaktır? Krallık, ulusal devlette altımer parmak gibi artık bir şeydir.
Smıflar gürültüsile sarsılarak kurulmak ve gövdelenmek isteyen bir devlette ise krallrk düşlerde bile görülmiyen çürük bir şey kalır. Köksüz bir ot gibi sökülüp atılır. Bunun için yeryüzünde birkaç kral. İk varsa, onların duruşu müzelerde yaşıyan tarihsel eşya gibi kamu — sal ve anasal ulus işlerinin, devlet işlerinin dışmda süslü bir geçit tö- renini seyretmekten başka türlü değildir. Bugün rejim bakımından ayrı ayrı esaslar üzerinde cümhuriyetler vardır. Hepsinin anasal ka- nunlaı egemenliğin ulusta olduğunu söyler.
Teşrii ve icrai kuvvetler ayrıdır. Bu sebeple parlâmentarizm üze- rine ikurulmuştur. Parlâmentoda ise baştanbaşa bir iktidar mevkii, erk kavgası yürüyüp gider.
Siyasal şahıslarla büyük endüstri, tecim sahipleri doymak bilmez: bir iştahla zenginliklerini arttmrmak için bu sistemi tutmağa çabalar- lar.
Fransa gibi (hürriyet ve müsavat), erkinlik ve eşitlik için aşağr. yukarı iki yüz yıldan fazla çarpışmış, dereler gibi kan dökmüş, denk- li ve düzenli bir demokrasi kurmak için çalışmış bir ulusta bile parlâ- mantarizm öyle bir şekle girmiştir ki son yılların o ülkedeki parlâ- mento işleri incelenecek olursa artık bu kurumun çürüyüp çöktüğünü kendileri de söylemektedir. Burada Cümhuriyet Başkanının ulusal bi” bağ, derleyip toplayıcı bir “şef,, olduğu çok düşünülecek bir şeydir.
”Monteskiyö,, nün İngiltereyi örnek alarak ayrışık kuvvetler üze - rine kurduğu durum. artık batmıştır.
Almanya da böyle idi. Orada ise Fransız sisteminin kö üne taklit edilmesi yüzünden Almanya İmparatorluğunun nasıl çöktüğü daha dünkü hâdisedir.
Bilgi ve teknik diyarı olan,disiplinli Almanyayı yalnız Rayihştag; dağıtmıştır. Yıkmıştır. Onarılmaz ezginliğe düşürmüştür.
Bütün yeryüzüne yayılan Fransız büyük devrimi, adam oğulları - nın özgörülüğü adına ünlenmiş bir yüksek savaş idi. Orta devrin dere- beğliğini yıkarken, krallarm artan zulümlerini devirirken bambağka. bi rsınıf yarattı ki bugün burjuva sınıfı da can çekişirken yine hortlı- yarak ayak üstü tutunmağa çalışıyor.
Bugün Çarpışan serirayecilik, büyük kazanç gürültüleri altında görülen utanç işler hep işte parlâmantarizmin eseridir.
Siyasal partilerin iktidar mevkiini, erki ele geçirerek kendi prog. ramlarını devlet işlerinde taptamak istedikçe karşılarına dikilen en—