baplığı ilerletirdim... Bir gece için bu kadarı çoktu bile... Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim... Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebebolurdu, fakat fazlasını istiyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.
Garsonu çağırmak için etrafıma bakındım. Gözlerim orkestranın arasından geçerek salona doğru gelen kadına ilişti. Elinde kemanı yoktu. Hızlı hızlı yürüyordu. Benim bulunduğum tarafa yaklaştığını görünce etrafıma bakındım... Bana, benim masama geliyordu. Biraz evvelki gibi ahbapça gülüyordu. Önümde durdu ve elini uzatarak:
«Nasılsınız?» dedi.
Ancak bu anda şaşkınlığımdan bir parça kurtuldum ve ayağa kalkmağı akıl ettim.
«Teşekkür ederim... İyiyim!...»
Karşımdaki iskemleye oturdu. Yanaklarına dökülen saçlarını geri atmak için başını silkdi, sonra gözlerini bana dikerek:
«Bana dargınsınız galiba?» dedi.
Büsbütün şaşırdım. Ne demek istediğini anlamadığım için, aklıma bir sürü münasebetsiz ihtimaller geliyordu.
«Hayır,» dedim. «Ne münasebet!»
Sesi hiç yabancı değildi. Yüzünün her hattını ezbere bilişim, hattâ onda, hakikatte mevcut olandan çok daha fazla mânalar buluşum tabiî idi.
Resmini günlerce seyrederek kafama nakşetmiş, sonra bu tasviri, Madonna tablosiyle adamakıllı ikmal etmiştim. Fakat sesi... Bunu herhalde bir yerde duymuş olacaktım. Belki çok uzak zamanlarda, çocukluğumda... Belki de sadece hayalimde.
Bunları düşünmekten kurtulmak için bir hareket yaptım. Mademki o karşımda idi ve benimle konuşuyordu, artık başka şeylerle meşgul olmak lüzumsuz ve mânasızdı.
Kadın tekrar sordu:
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/77
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
77
KÜRK MANTOLU MADONNA