«Demek dargın değilsiniz... Peki ama niçin bir daha hiç gelmediniz?»
Eyvah... Beni hakikaten başka birine benzetmişti...«Beni nereden tanıyorsunuz?» diye sormak için dudaklarımı kımıldattım. Pek de dürüst olmıyan bir düşünce ile bundan vazgeçtim. Ya bu sualim üzerine yanıldığını anlar, kısa bir itizar ile kalkıp giderse?
Bu harikulâde güzel rüya nekadar çok devam ederse o kadar iyi idi. Onu kesmiye, yarım bırakmıya, hakikat pahasına da olsa uyanmıya hakkım yoktu.
Kadın benim cevap vermediğimi görünce başka bir suale geçti:
«Annenizden mektup alıyor musunuz?»
Bir saniyeden daha az süren müthiş bir şaşkınlıktan sonra iskemleden fırladım. Onun ellerini yakalıyarak:
«Ah Yarabbi, o sizdiniz ha?» diye bağırdım. Herşeyi anlamıştım. Bu sesi nereden tanıdığımı hatırlıyordum.
Kadın berrak bir kahkaha attı:
«Çok acayip bir çocuksunuz!» dedi.
Bu kahkahayı da hatırladım. Sergide o resmin karşısında dalgın dalgın otururken yanıma gelip bu resimde ne bulduğumu soran, «Anneme benziyor!» dediğim zaman! «Sizde annenizin resmi yok mu?» diyerek kahkahayla gülen kadın buydu... Onu o zaman nasıl olup da tanıyamadığımı bir türlü anlamıyordum. Tablo, aslını görmek kudretini gözlerimden alacak kadar mı beni sarmişti?
«Fakat siz, o zaman hiç o resme benzemiyordunuz!» diye mırıldandım.
«Nereden biliyorsunuz?» dedi. «Yüzüme bakmadınız ki!»
«Hayır, zannetmem... Nasıl olur?»
«Evet, birkaç kere baktınız... Ama nasıl?... Sanki görmemek için!...*
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/78
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
78
KÜRK MANTOLU MADONNA