uğrar, yüzüm ateş gibi kesilerek kaçacak yer arardım. Ramazan geceleri onun, annesiyle beraber, elinde bir fenerle, teraviye gidişini seyretmek için evden kaçıp kapılarının karşısına gizlenir, fakat bu kapı açılıp, dışarı vuran sarımtırak ışıkta siyah feraceli vücutlar görünür görünmez başımı duvara çevirerek, benim burada olduğumu farkedecekler diye titremiye başlardım.
Bir kadın her hangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım iş ondan kaçmak olurdu. Karşı karşıya geldiğimzaman her hareketimin, her bakışımın sırrımı meydana vuracağından korkar, tarif edilmesi imkânsız, âdeta boğucu bir utanma ile dünyanın en zavallı bir insanı haline gelirdim. Hayatımda hiçbir kadının, hattâ annemin bile gözlerine dikkatle baktığımı hatırlamıyorum. Son zamanlarda, bilhassa İstanbulda bulunduğum müddet zarfında bu mânâsız hicapla mücadeleye niyet etmiş, arkadaşlar vasıtasiyle tanıştığım bazı genç kızlara karşı serbest olmıya çalışmıştım. Fakat onlardan ufak bir alâka gördüğüm anda bütün niyet ve kararlarım uçup gidiyordu. Hiçbir zaman masum bir insan değildim: Yalnız kaldığım zamanlar, kafamda canlanan bu kadınlarla, en usta âşıkların bile aklına gelmiyecek sahneler yaşar, sıcak ve zonklıyan dudakların sarhoş eden tazyikini ağzımda, hakikatte olabileceğinden birkaç kat daha kuvvetli olarak duyardım.
Fakat sergide gördüğüm bu kürk mantolu resim, ona hayalen dokunmama imkân vermiyecek derecede beni sarmıştı. Onunla bir aşk sahnesi tasavvur etmek değil,
karşı karşıya, iki dost gibi oturmayı düşünmek bile elimden gelmiyordu. Buna mukabil, gidip o tabloyu seyretmek, bana bakmadığına emin olduğum o gözlere saatlerce dalmak arzusu gitgide artmakta idi. Paltomu sırtıma geçirerek tekrar serginin yolunu tuttum; ve bu hal, günlerce devam etti.
Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/60
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
60
KÜRK MANTOLU MADONNA