Hem Ali Mûs-er-Rızâ’dır nûr-i çeşm-i hânedan
Şah Takî’den hoş beyansın yâ Ali senden meded
Bâ Nakî vü Askeri hayfın Yezîd’in almağa
Mehdi-i sâhib zamansın yâ Ali senden meded
Zâhir ü bâtın menim her hâlimin âgâhısın
Merhamet bahrine kânsın yâ Ali senden meded
Enbiyânın hırkasın geydim senin bîçârenem
Sana düşman od’a yansın yâ Ali senden meded[1]
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün-
Hüsn içinde bây imişsin yâ Ali senden meded
Gök yüzünde cây imişsin yâ Ali senden meded
Aşk ile ma’şûk u âşık senden olmuşdur nüzûl
Sırr-ı Mâ evhâyimişsin yâ Ali senden meded
Hak okurlar ismini râh-ı hakikatte senin
Aşk ile şeydâyimişsin yâ Ali senden meded
Mü’mine dâim edersin lûtf u ihsân u kerem
Kâfire gavgayimişsin yâ Ali senden meded
Bunca yıl kim gezerem ben bu vücûdun şehrini
Hüsn-i bîhemtâyimişsin yâ Ali senden meded
Yerde görmez gökte ister kör münâfıklar seni
Zâhir ü peydâyimişsin 'yâ Alî senden meded
Kısmet-i bezm-i ezelden Murtezâ ismin senin
Nerkis-i şehlâyimişsin yâ Ali senden meded
Enbiyâlar evliyalar çokdürür ammâ ki sen
Cümleden a’lâyimişsin yâ Ali senden meded
Bu cihânı seyr idenler bir cemâlûllah içün
Hüsn ile zibâyimişsin yâ Ali senden meded
Birliğe bel bağlamıştır bu Hatâyı hasta dil
Vâhid ü yektâyimişsin yâ Ah senden meded[2]
-Mefâîlün mefâîlün faûlün-
Eğildim secde kıldım hânedâne
Nuş ettim şerbetinden kane kane