Sayfa:Francesco Redi’nin Biyogenez Deneyi.pdf/2

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

ALKÜ Fen Bilimleri Dergisi 2019; 1(3): 144-147Francesco Redi’nin Biyogenez Deneyi

dişisinin bir araya gelmesiyle üremeyi (tevâlüd) değil, erkek-dişi ilişkisi olmadan bitki ve hayvanların birbirlerinden oluşmasını ya da cansız maddelerden meydana gelmesini ifade etmektedir. Nitekim tevellüd yoluyla; bitkiler, hayvanlar ve madenler farklı süreçler içinde meydana gelebilmektedir. Örneğin; fesleğenden akrepler, hardal yapraklarının çürümesinden böcekler, ağaç dallarından ipek böceği oluşabilmektedir. Aynı zamanda; bir hayvan, bir başka hayvanın cüzlerinden (parçalarından) teşekkül edebilmektedir [1, s. 34, 2].

Kendiliğinden oluşmaya olan inanç yüzyıllarca sürmüştür; örneğin, Flaman kimyager Jan Baptist van Helmont (1580-1644), farelerin tahıl yığınlarından ve terli kıyafetlerden üretilebileceğini ileri sürmüştür. Nitekim van Helmont’a göre, buğday taneleri içeren bir kap içine kirli bir gömlek yerleştirildiğinde; tişörtün içindeki maya, buğdaydaki dumanla reaksiyona girecek ve yaklaşık yirmi bir gün sonra fare oluşumunu sağlayacaktır [3]. Bu sürenin, farelerdeki hamilelik zamanı kadar olması dikkat çekicidir. Dolayısıyla; insan teri, canlı kaynaklardan gelen diğer maddeler gibi, tahılın mayalanması sonucu üretilen gazla birlikte, yaşam yaratabilen vücut prensibinin maddî olmayan uygun biçimini içermektedir [4, s. 72]. Nitekim Aristoteles’in abiyogenez hipotezine dayanan bu görüş, döllenmiş yumurta gibi bazı madde parçalarının, bir “aktif öz” taşıdığı ve bu aktif özün de, şartlar uygun olduğu zaman bir canlı yaratabileceğini ileri sürmektedir. Aristoteles, aktif özü bir madde gibi düşünmeyip, daha çok “bir iş yapma yeteneği” olarak kabul etmiştir. Aktif öz kavramı, günümüzdeki enerji terimine benzetilebilir [5].

Van Helmont ile aynı dönemde yaşayan Francesco Redi (1626-1697), 1668 yılında, böceklerin çürük et üzerinde görünmesinin nedeninin, etin kendisinden üremesi değil, biyogenez olduğunu gösteren deneyini yapmıştır. Redi’nin yaptığı bu kontrollü deneyle, deneysel biyolojinin öncü isimlerinden biri hâline geldiği düşünülebilir. Nitekim birçok filozofun biyoloji sorularına düşünme ve okuma yoluyla cevap verilebileceği düşüncesinde oldukları bir çağda Redi’nin, “Doğruluğu deneylerle gösterilemeyen inançlar değersizdir” demesi de bu durumu göstermektedir. Daha sonra Biyogenez Teorisi’ne destek; böceklerin üreme döngülerini kapsamlı bir şekilde araştırıp belgeleyen Marcello Malpighi ve Jan Swammerdam’dan gelmiştir [1, s. 34, 6-8]. Ayrıca, Modern Bilim’in Doğuşu sürecinde, Redi’nin, Galilei ile olan benzerlikleri de, Bilim Tarihi açısından vurgulanması gereken önemli bir durum sayılmalıdır. Nitekim bu iki bilim insanı; biyolojide ve fizikte Aristotelyen Düşünce’yi değiştirmişler ve bilimsel yöntemlerin gelişmesiyle ilişkilendirilmişlerdir [9].

2. MALZEME VE YÖNTEM

Francesco Redi’nin Spontan Nesil Deneyi, şu problemi çözmeyi amaçlamıştır: “Kurtçuklar nereden gelmektedir?” Deneyin hipotezi ise şu olmuştur: “Kurtçuklar sineklerden gelir” [10]. Redi, hipotezini test etmek için deneyinde materyal olarak üç ayrı kavanoz kullanmıştır. Bu kavanozlara taze et konulmuş olup, kontrollü deney yöntemiyle sırasıyla şu işlemler yapılmıştır:

1. Kavanoz: Ağzı tamamen açık bırakılarak içine taze et konulmuştur.
2. Kavanoz: Ağzına, ortama hava girebilmesi için gözenekli gazlı bez örtülmüştür
3. Kavanoz: Dışarıdan mühürlenerek ortama hava girmesi engellenmiştir [11 ve 12].

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Spontan nesil deneyinin sonucunda; farklı kavanozlarda gözlemlenen olgular şunlar olmuştur:

Açık Kavanoz: Bu şişenin içerisine sinekler girmiştir. Bir süre sonra, kavanozun içinde kurtçuklar gözlenmiştir.
Gazlı Bez Örtülü Kavanoz: Ortamda bulunan sinekler, gözenekli gazlı bezden kavanoza giremeyecek kadar büyüktür. Ancak bu sinekler, gazlı bezin üzerine üşüşmüşlerdir. Bu kavanoz içerisinde kurtçuklar gözlenmemiştir.145