Sayfa:Fethullah-Gülen-Davası-İddianamesi.pdf/30

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Fasıldan Fasıla 1 isimli kitapta yazılanlar;

Hiç şüpheniz olmasın zaman Müslümanların lehine işlemektedir. Şimdilik net olarak keyfi yada kemmi bir buudumuz yoksa da, nasıl anne karnında ceninin doğmasına -olağanüstü şartlar dışında- kesin gözüyle bakılıyor, öyle de, bizim durumumuzda şu anda artık doğumu yaklaşmış bir cenin gibi kabul ediliyor.

Evet bu millet bugün olmasa da yarın mutlaka sorumsuz insanların elinden dünyanın idaresini almak zorundadır.

Ülkenin % 99’u Müslüman gibi sloganvari sözlerle gaflet ve gevşekliğe itiliyoruz. Bu tür sözlerin bize kazandıracağı hiçbir şey yoktur ve şimdiye kadar da hiçbir şey kazandırmamıştır. Bu sebeple muvakkaten de olsa azınlık düşüncesi ile hareket edilmesi şarttır. (Sayfa: 109).

Türkiye’deki Müslümanları azınlık olarak görme gayreti içine giren, istediği gayeye ulaşıncaya kadar Işık evlerinde yetiştirdiği prototiplerle İslamiyet’i temsil etmeyi elzem görmektedir.

Bizim esas problemimiz imparatorluğun yıkılması değildir. Problemimiz ruh planındaki iflasımızdır. Ne acıdır ki devleti idare edenler bunu bir türlü anlayamamışlardır ve anlayamıyorlar. Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi bizim yıkılmamızı hazırlayan medrese değildir. Aslında medrese ne zaman yıkıldıysa, millet o zaman yıkılmıştır. Çünkü medrese bizim tarihimizde ortaokulun, lisenin, üniversitenin ve daha üstündeki akademilerin yaptıkları vazifeyi yapıyordu.

Medreseler kapatılmaktan ziyade ıslah yoluna gidilmeliydi... günümüz eğitim sistemi hazırlanırken mutlaka bundan da istifade yoluna gidilmeliydi... günümüzde açılan okullar ise daha 50 nci yılını doldurmadan dejenere olmuştur. Yıllarca fakültede belli bir ilim tahsil etmiş insanlar, neticede bakıyorsunuz bomboş yetişmişler. Eğer hususi meşgul olanları istisna edecek olursanız, ilahiyatlar dahi mevcut sistemin ciddi ilim adamı yetiştiremediği bir gerçektir. (Sayfa: 11).

Şimdi İran’da da dini yönü ağırlıklı bir devlet vardır. Anlatılanlara göre Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın yanında her an devlete müdahale yetkisi olan bir dini lider bulunuyor. Bu durum ABD’ni ve batılı yandaşlarını rahatsız ediyor. Bu sebeple diğer Müslüman ülkeler “Devlet ağırlıklı din” politikasını tercih ediyorlar. Bu onların nazarında “din ağırlıklı devlet” politikasına nazaran ehveni şerdir. ABD’nin Pakistan’ı desteklemesinin sebeplerinden birisi de budur. Yani din ağırlıklı devlet modelinin oluşturulmasını engellemektir. (Sayfa: 10).

Sanık Fethullah GÜLEN bu görüşleri ile Atatürk inkılaplarının en önemlilerinden olan Tevhid-i Tedrisat kanununa ters düşmektedir.

Fasıldan Fasıla 3 isimli kitapta yazılanlar;

Cumhuriyet ile beraber Arapça eğitime karşı tavır alınması o günün aydınının ve devlet yetkililerinin bir yanılgısıdır. Bu kararda o dönem itibariyle Arapların, Devleti Aliye’ye karşı tutumu rol oynamış olabilir. Fakat şimdi geçmişe yönelik onu sorgulamanın bir yararı olmadığı kanaatindeyim. 46’lı yıllarda İmam Hatip okulları ve İlahiyat Fakültelerinin açılması ile birlikte, kendi kültür ve dinamiklerimize dönme süreci de başlamıştır. Bu yıllar aynı zamanda demokrasi düşüncesinin zaman zaman hissedildiği bir dönemdir... bunların dışında Arap Devletleri ile kültür anlaşmaları yapıp ülkeler arası talebe gidip gelişinin sağlanması gerekir. Böylece yıllardır ayrı kalan bu ülkeler ile tekrar kaynaşma ve diyalog yolu açılacaktır. (Sayfa: 204).

Çağ ve Nesil 5 isimli kitapta yazılanlar;

Şimdi belki bize ait pek çok şey gibi tekkenin de sesi kesildi, zaviye, dergah, halka mütrib bir şey söyleyemez oldu. Yahut biz onları duymaz olduk. Duymaz olduk da, ruhlarımız onları geçmişte arıyor ve hayallerimiz dönüp dönüp o döneme ait neşe huzur ve itminan gecelerinden bir nefes bekliyor.

-30-