Sayfa:Fethullah-Gülen-Davası-İddianamesi.pdf/31

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Tekke bize veda ederken gözümüzün içine baka baka ve sayılamayacak kadar emarelerinin bağrında gidip ufka kapandı. Dönüşün nasıl olduğunu şimdiden kestirmek çok zor... ama belki de hiç beklenmedik bir anda tıpkı ne zaman geleceği belli olmayan bir kuyruklu yıldız gibi, bütün hususiyetleri ile ufkumuzu sarar ve varidatını bir kere daha her yana saçar. (Sayfa: 68)

Bir iki asırdır milletimiz, kendi kendisinin musibeti, kendi kendisinin mağduru olarak yaşamıştır. Evet millete, ruhuna, Allah ve Peygamberine başkaldırmanın dışında ciddi hiçbir şeyin öğretilmediği bu karanlık dönemde bütün kara seslerin, kapkara ağızların yaptıkları tek şey geçmişi tezyif, atalarımızı tahkir ve bin yıllık muazzam mirasın inkarı olmuştur. Yine bu talihsiz dönemde mebzul meta gururdur, çalımdır, cakadır. Şah-ı şehrimizin de ifade ettiği gibi deve izi derin gölde, saman çöpüne binip yüzen bir sineğin kendisini bir diritnotta zannetmesi gibi bunlarda bir kısım levsiyat bataklıklarında düşe kalka yürürken kendini okyanuslarda, hem de transatlantiklerde seyahat ediyor zannediyorlardı. Kanları sürüngenler gibi soğuk, zekaları bütün bütün şehvetin ağında, keseleri sefahat ile delinmiş ve hayatları sindirim dolaşım itrahata göre programlanmış bu bedenin kulları, gelecekte tarihimizin dünü ile yarını arasında rutubetlenmiş, güvelenmiş bir bölüm olarak hatırlanacak ve nefretle anılacaktır.

...bu ülkede bir iki asırdır bir anlayış tıkanıklığı, düşünce tıkanıklığı ve düşünce hayatımızın önünü kesen inkıbaz yaşanmaktadır. Belki ara sıra hükümet şekli değiştirilerek, bir kısım teselli devreleri yaşanmış, idare şekli politize edilerek kitlelerin şiddet ve öfkesi dindirilmiş, ama bunların hiçbiri milletin beklentilerine cevap vermemiştir. (Sayfa: 105-106-107).

Primza 1 isimli kitapta yazılanlar;

Diğer bir mesele de bizim asıl vazifemiz İ’la-yı Kelimetullah olduğu hususudur Biz bunu medrese, tekke, kışla çerçevesi ile özetlenebilecek bir anlayış ile ele alıp yerine getirme durumundayız. Yani medresenin en modernini arama, tekkenin Allah’a en yakın, ruha en açık olanını bulma, kışlanın askerlik ruhunu ve kainatı fethe doğru yönlendirecek olanını tesis etme ve hepsinden önemlisi de bu düşünce sac ayağını gelecek nesillere taşımaktır. Aksine, bir gün bu memlekette İslam bütün esasları ile hakim olsa bile ifade ettiğimiz nesiller yetişmedikten sonra krizden kurtulmamız mümkün olmayacaktır. (Sayfa: 226).

Eğer bir gün dünya robotlar ile idare edilecekse, bu robotları yönlendirecek kumanda merkezi Müslümanların elinde olmalıdır. Ve eğer geleceğin kaderine teknoloji hükmedecekse, teknolojinin reji odası Müslümanların denetiminde bulunmalıdır. En iyi Erkan-ı Harpler, en iyi terbiyeciler Müslümanların içinden çıkmalıdır. Şu da unutulmamalıdır ki Dünyadaki küreselleşme beraberinde bir sürü şey getirmenin yanında hukuku da öne çıkarmıştır. Geleceğin idarecileri sosyal branşlardan seçilecek, belki de hukukçulardan olacaktır. Bu açıdan hukuk ve siyaset yani mülkiye çok önem kazanmaktadır Bu nedenle de Dünyayı çok iyi idare edecek hukukçular yetiştirmemiz gerekmektedir. Hasılı Dünya’da hemen her sahada önde bulunmamız şarttır... Aynı zamanda böyle bir meselenin kat’iyen aceleciliğe tahammülü yoktur. (Sayfa: 201).


7-IŞIK EVLERİ, TEKKE, ZAVİYE VE MEDRESELER Çağ ve Nesil 5 isimli kitapta ışık evleri hakkında şunlar yazılmıştır;

Kitabın başında önsöz III yazarı M. Garip şunları demektedir.

1 nci Cihan Harbi ile batıp giden İslam Devleti zamanın ana rahminde yepyeni bir tarihi doğuşa hazırlanıyor.

Işık evlerine giriyoruz... Bu evler kutsal bir programın yürürlüğe konduğu ocaklardır. Bu medeni yapının planı Kur'an, mühendislik merkezi mabetler, mektepler ise evler,