Sayfa:Fethullah-Gülen-Davası-İddianamesi.pdf/29

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

özünden ve ruhundan uzaklaşmamak kaydıyla yeni yeni metod ve yöntemler denemek ve değerlendirmek olmalıdır. Aksi taktirde devrini idrak edemediğinden bütün fonksiyonunu kaybeden insanların durumuna düşmemiz muhakkak ve mukadderdir. Böyle bir duruma düşmekten Allah’a sığınırız, öyleyse günün gerektirdiği şekilde hizmet adına yeniliklere adapte olmak mecburiyetindeyiz. Uyumda ne kadar gecikirsek, hedefe varmakta o kadar gecikmiş olacağımız asla unutulmamalıdır. İşte bu hususi durumlardan hareketle, umumi ve herkes için geçerli bir prensibe varabiliriz. İrşad ve tebliği kendine vazife edinenler devrini idrak etmek ve irşadını bu temel üzerine oturtmak zorundadırlar. Başkalarının fezayı fethe açıldığı bir dönemde insanları karanlık dehlizlere çekerek bir şeyler anlatmakla hiçbir yere varılamayacağı bilinmelidir.

Onbirincisi, kitle ruh halinden istifade ile kitlelerin iltihakını kolaylaştırıcı metod ve usullerin tatbiki de irşad ve tebliğ adına çok mühim usullerdendir.(Asrın Getirdiği tereddütler 3, Sayfa:166-183).

6-FETHULLAH GÜLEN'İN İNKILAPÇILIĞI:

Bu konuda Fasıldan Fasıla 2 isimli kitapta bulunan şu hususlar dikkat çekicidir.

İnkılapçı ruhlara muhtacız. Hava kadar, su kadar ihtiyacımız var. İnkılapçılara, kendilerini yetiştirmesini bilen ve bildiğini yeni yeni komprimeler halinde takdim etmeyi beceren insan yokluğudur ki, bu fikir ve kültür hayatımızı iflasa sürüklemiştir... işte böyle bir dönemde Bediüzzaman gibi inkılapçı bir ruh çıkıyor ve mantık adına "Kızıl İ’caz" isimli eserini yazıyor. Bu eserini bazı tembel zihinleri düşündürmek için yazdığını söylüyor. Ne var ki o dönemin tembel ruhları bir türlü bu inkılapçı ruhun eserini kabullenemiyor. Farklı şeyler söylüyor diye Bediüzzaman’a cephe alıyorlar... ama öyle inanıyorum ki yetişmekte olan yeni nesiller arasında her sahada inkılapçı ruhlar çıkacak ve birkaç asırdan beri süregelen bu humudet dönemini sona erdirileceklerdir. (Sayfa 119-120).

Sanık Fethullah GÜLEN, Bediüzzaman gibi inkılapçı bir ruh çıkıyor derken Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı alternatif bir inkılapçı ruhun Bediüzzaman Said-i Nursi ile çıktığını söylemek istiyor.

İnsanımızın gerçek mutluluk ve saadetini arzu etmeyen bazı talihsizler bugüne kadar bir kerecik olsun tarihi hakikatleri görmeye, onlarla yüz yüze gelmeye cesaret edemediler. Hatta o, zirveleri tutan ve çok defa o çalımla boğulanlar, hiç mi hiç batıl vehimlerinden modern hurafelerden ve fikirleri felç eden tabulardan kurtulamadılar. Daha acısı da bu alil ruhlar, kendilerini küçük düşüren bu kabil hastalıkları birer meziyet gibi gördü ve gösterdiler ve ne olduklarını hiçbir zaman hissedemediler de, hastalıklarını hissetmeyen hastalar gibi hep şifaya kapalı kaldılar. (Sayfa: 237).

İnsanımız, uzun seneler kendisini ayakta tutan dinamiklerinden habersiz yaşadı. O bir türlü İslam’ın gücünü kavrayamadı. Kur’an sırlarını sezemedi ve onun ruhundaki cevheri değerlendiremedi. Ama bugün onun kendi dünyasına dönüşü çok farklı olacaktır. Öyle zannediyorum ki o bu ikinci dönüşü ile Kur’an-ı semadan yeni inmiş gibi tanıyacak, İslam’la ilk tanışıyor gibi, onu alabildiğine sıcak bulacak ve önceki nesiller gibi ülfetlerin hasıl ettiği sathiliklere takılıp kalmayacaktır. (Sayfa: 239).

Düne kıyasla bugün İslami meseleleri anlamak daha kolay, tabii kitlevi çoğalma ve büyüme bu hususta önemli bir amil. Evet kemmi plandaki bu gelişmelerin İslami meselelerin anlatılmasında ve kabul görmesinde önemli bir kolaylık temin ettiği bir gerçek.

Dün herhangi bir dini meseleyi anlatırken okullarda ve okulların dışında arkadaşlarımız kim bilir ne kadar zorlanırlardı. Evet bu günlerin kıymetini bilip hizmet adına şükrümüzü eda etmek bir vazifedir. (Sayfa: 266-267).

Geleceğin dünyasında tek hakim unsur İslam olacaktır. (Sayfa 229).