Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/194

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

da bu düzenlemenin toplumsal bir ihtiyaç olduğu düşünüldüğünde kanımızca yerinde bir düzenlemedir. Ayrıca Anayasa ile ayrımcılık yasağının bir müeyyideye bağlanamaması sebebiyle TCK ile bu eylemlerin suç kabul edilerek bir yaptırıma bağlanması yerinde olmuştur.

TCK'da düzenlenen suçun maddi unsuru, seçimlik hareketlerden oluşmaktadır. Bu seçimlik hareketlerden bazıları icrai hareketler iken, bazıları salt ihmali hareket niteliğindedir. Seçimlik hareketlerin bazılarının ise hem icrai hem ihmali hareketlerle gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır. Örneğin; olağan bir ekonomik etkinlik hareketinin engellenmesi hem icrai bir hareketle hem de ihmal suretiyle söz konusu olabilmektedir. Suçun özel kastla işlenebilen bir suç olması ve nefret saikinin tespitinin son derece zor olması sebebiyle suçun ispatlanması neredeyse imkansız hale getirmiştir. Açık bir şekilde kanuna muhalefetin olduğu, nefret saikinin fail tarafından bizzat ifade edildiği yahut saikin bariz olarak ortada olduğu haller dışında; suçun tespiti, soruşturma ve kovuşturması oldukça güçtür.

Nefret ve ayrımcılık suçuna TCK'da yer verilmesi olumlu gelişmeler arasındadır. Ancak günümüz şartları ve toplumun ihtiyaçları dikkate alındığında madde kapsamının genişletilerek daha etkin ve uygulanabilir hale getirilmeye çalışılmalıdır. Yahut nefret suçlarının kendine özgü ruhu bu suçtan ayrılarak nefret suçlarına ilişkin ayrı bir yasa yapılmalıdır. Kanımızca ayrı bir yasa yapılmak külfetine gerek olmadan TCK kapsamında nefret ve önyargı/ nefret ve ayrımcılık yahut yalnızca ayrımcılık saikiyle işlenebilen suçlar belirlenerek, asıl suçta cezayı artıran bir neden olarak kanun maddelerinin kapsamına eklenebilir.

TCK'nın 122. maddesinde yer alan “Nefret ve Ayırımcılık Suçu” ile uluslararası hukukta yer aldığı haliyle, nefret suçlarının bağdaştırılması doğru olmayacaktır. Hem kanun maddesinde sınırlı olarak sayılan ayrımcılık sebepleri hem de sınırlı sayıdaki seçimlik hareketler nefret ve ayrımcılığın önlenmesi anlamında son derece yetersizdir. Ayrıca çalışmamızda ayrıntılı olarak ele alındığı üzere, nefret suçları ve ayrımcılık suçu unsurları bakımından da farklılık arz etmektedir. Nefret suçlarında, nefret saikinin çıkarılması ile ortada hala hukuk düzenine aykırı, suç teşkil eden bir fiilin varlığında söz edilebilecekken; ayrımcılık suçunda, ayrımcı saikin ortadan kalkmasıyla eylem suç vasfını yitirmektedir. Bu nedenle TCK'daki hali ile seçimlik hareketler tek başına ayrı birer suç oluşturmadığı için bu düzenleme ayrımcılık suçu olmaya daha elverişlidir. Fakat kanun

182