Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/150

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

çalışan kadın bir personelin kadın düşmanlığı nedeniyle iş başvurusunda bulunan kadın işçilerin başvurularını sırf bu nedenden olumsuz olarak değerlendirerek işe alınmalarını engellemesi mümkündür. Bu hallerde TCK m. 122 kapsamında nefret ve ayırımcılık suçu yine vücut bulmuş olacaktır. Bu nedenle fail ile mağdurun farklı özelliklere sahip olması gerektiği suçun meydana gelmesinde bir şart olarak düşünülemeyecektir.

4.2.3. Mağdur

Suçun mağduru, kanunla korunan hukuki menfaati ihlal edilen kişidir. Bunun yanında doktrinde, her suçun asli ve zorunlu mağdurunun Devlet olduğu düşüncesi de yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin de bu yönde kararı bulunmaktadır”. Bazı suçlarda suçun mağduru ile hukuki konusu aynı olabilmektedir. Örneğin, kasten yaralama suçunda mağdur ile hukuki konu aynıdır. Doktrindeki bir görüşe göre, tüzel kişiler sadece kanunla tüzel kişilere karşı işlenebilen suç olarak belirlenen hallerde bir suçun mağduru olabilmektedir. Suçun mağduru işlenen suçtan doğrudan zarar gördüğü için ayrıca suçtan zarar görendir. Bu nedenle kimi zaman suçun mağduru ile suçtan zarar gören aynı kişi olabilmektedir. Ancak suçtan zarar gören kavramı mağdur kavramına göre daha geniştir. Doktrinde kabul gören diğer görüşe göre ise; tüzel kişi söz konusu olduğunda mağdurluktan değil, suçtan zarar görmeden bahsedebilmektedir. Suçtan zarar gören, bu eylem nedeniyle hakkı zedelenen ve bu eylemden dolayı bir hak ileri sürebilecek olan


*5 AYM 05.03.2009 tarihli 2006/77 E., 2009/39 K. sayılı 5237 sayılı kanun ile ilgili kararı, “Kamu tüzel kişilerinin bir suçun faili olup olamayacakları konusunda öğretide tartışmalar olsa da basta devlet olmak üzere diğer kamu tüzel kişilerinin bir suçun mağduru olma konumları tartışmasızdır. Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin suçtan zarar gören konumda olabilecekleri Türk ceza hukukunda da kabul edildiği için hem ceza kanunlarında hem de suç ve ceza hükmü içeren özel kanunlarda bunlarla ilgili suç kategorileri hep var olmuştur. 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmiş olan devletin şahsiyetine karsı cürümler ve devlet idaresi aleyhinde islenen cürümler bu kapsamda sayılabilir. Aynı şekilde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda millete ve devlete karsı suçların, devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karsı suçların, devletin güvenliğine karsı suçların, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karsı suçların ve milli savunmaya karsı suçların düzenlenmesi, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin suçtan zarar gören konumunda olduklarına, ayrıca gerçek kişilerden ve özel hukuk tüzel kişilerinden farklı şekilde korunduklarına ilişkin düzenlemelere örnek gösterilebilir.”

https:/www.sinerjime vzuat.com.tr/index jsf?dswid-7134# (E.T.: 05/01/2020)

  • Demirbaş, Genel Hükümler, s. 565.
  • Demirbaş, Genel Hükümler, s. 566.
  • Artık, M. E./Gökçen, A./Yenidünya, C.,; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2015, s. 288.

138