anlatılan ayrımcılık kavramını kısaca insanlara karşı bir takım karakteristik özelliklerinden dolayı duyulan önyargı sebebiyle farklı muamele yapılması şeklinde ifade edebiliriz. Ayrımcılık suçlarında ayrımcı eylem olarak değerlendirilen muamele ayrımcılık saiki çıkarıldığında çoğu zaman başka bir suça vücut vermeyebilir. Hatta bir hakkın kullanılması şeklinde tezahür dahi edebilmektedir. Ancak nefret suçlarında söz konusu eylemlerin içerisinden nefret saiki çıkarılsa da ceza kanunları kapsamında ayrı bir suça vücut vermektedir.
AGİT'in nefret suçları tanımına göre, “mağdurun, mülkün ya da işlenen suçun hedefinin gerçek ya da hissedilen ırk, etnik, ulusal köken, dil, renk, din, cinsiyet, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağlantısı, ilgisi, bağlılığı, desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği kişilere veya mala karşı işlenen her türlü suçtur”. Kanımızca, bir suçun nefret suçu olup olmadığının sağlamasını bu şekilde yapabiliriz. TCK 122. madde için bu formülü uyguladığımızda; yani madde metninden ayrımcılık ve nefret ibareleri çıkarıldığında madde metninin geriye kalan hali ile herhangi bir suçtan söz edilemeyecektir. Ancak nefret suçundan nefret ya da önyargı saiki çıkarıldığında dahi belirttiğimiz üzere, yine cebir veya şiddet içeren bir eylem kalacaktır. Bu eylem ise cezai yaptırıma tabi olacaktır. Bu nedenle TCK'nın 122. maddesini bir nefret suçu olarak ifade etmek yerinde olmayacaktır. Çalışmamızın ilk bölümünde nefret suçlarıyla ilgili verdiğimiz bilgiler ışığında nefret suçunun iki önemli unsuru olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Buna göre nefret suçundan söz edebilmek için öncelikle Ceza Kanunlarında düzenlenmiş bir suçun varlığı ve suçun önyargı saikiyle işlenmesi gerekir. Ancak bu hallerin varlığında söz konusu suçun nefret suçu teşkil edebilir. Örneğin, TCK'nın 86. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun, trans bir bireye, bu özelliği sebebiyle duyulan önyargı saikiyle işlenmesi nefret suçuna vücut verecektir. Ancak TCK'da bu mahiyette bir nefret suçu düzenlemesi bulunmamaktadır.
Kanun metninden de açıkça görüldüğü üzere TCK'da yer alan düzenleme son derece dar kapsamlıdır. Buna göre; “dil, ırk, milliyet renk, cinsiyet engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep” farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; “Kamuya arz edilen taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesinin
*3 Karan, U.; Nefret Suçlarından Ne Anlıyoruz, Nefret Suçları ve Nefret Söylemi, İstanbul, 2010, s. 28.
