kanun metninden çıkarılmıştır. Ancak son düzenleme ile ayrımcılık ifadesi yalnızca kanun başlığında yer almaktadır. “Çeşitli kanunlardaki suç tanımlarında yer verilen "gibi" veyahut “vb.” ibareleri ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin ceza hukukunun güvence fonksiyonlarından birini oluşturan belirlilik ilkesine vurgu yaparak verdiği iptal kararları ve bu kararlardaki gerekçeler göz önünde bulundurularak madde metninde ayırımcılık nedenleri bağlamında yer verilen "ve benzeri sebeplerle" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır“. Anayasa'da kanun önünde eşitlik ilkesine göre, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Anayasa'da yer alan düzenlemede benzeri sebeplerle ifadesi yer almaktadır. Her ne kadar ceza kanunun belirlilik ilkesi dayanak gösterilerek vb. ifadesi kaldırılmış olsa da yapılan düzenleme son derece sınırlı ayrımcılık nedenlerine yer vermektedir. Bunun yanı sıra “milliyet” ayrımcılık sebebi olarak kanun metnine eklenmiştir. Ayrıca seçimlik hareketlerde de bazı yeni düzenlemelere gidilmiştir.
Ayrıca kanun metninde; etnik köken, yaş, sendikaya mensubiyet, aile durumu, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim gibi güncel hayatta ayrımcılığın sıkça örneklerinin yaşandığı alanlara yer verilmemiştir. Sınırlı sayıdaki ayrımcılık sebeplerinin dışında örneğin; aile durumu sebebiyle duyulan nefret ile bir kişinin işe alınmaması halinde, bu eylem söz konusu suça vücut vermeyecektir. Yapılan düzenlemeden “vb.” ifadesinin çıkarılması suç ve cezada belirlilik ilkesi gereği olarak yerinde bir düzenleme gibi görünse de kanımızca bu suçun işlevselliğini ve uygulanabilirliğini azaltmaktadır. Çünkü TCK ile belirlenmese de doğuştan gelen yahut sonradan kazanılan bir takım karakteristik özellikler sebebiyle; nefret ve ayırımcılık suçunun işlenmesi fakat bunun kanun maddesinden ayrık tutularak cezai müeyyideye konu edilmemesi, bireyleri bu suçtan korumak mantığıyla çelişmektedir.
6529 sayılı Kanun ile TCK madde 122'nin hem adına “nefret” kavramı eklenmiş hem de ayrımcılığın kişilerin sahip oldukları birtakım özellikler sebebiyle duyulan nefretten kaynaklanması yaptırıma tabi tutulmuştur. Böylece yapılan değişiklik ile bu suç, artık doğrudan kast ve nefret saiki ile işlenebilecek bir suç haline gelmiştir. Her ne kadar suç kapsamına nefret saiki eklense de “Nefret suçları” ile TCK'da yer alan “Nefret ve Ayrımcılık” suçunun mahiyeti birbirinden oldukça farklıdır. Önceki bölümlerde etraflıca
> AYM. 01.11.2012 tarihli 2011/64 E., 2012/168 K.; AYM. 13.01.2011 tarihli 2009/21 E., 2011/16 K. sayılı
kararları https://www .sinerjime vzuat.com.t/index.jsf?dswid--818# (E.T.: 10/11/2019)
