Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/133

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Bu bölümde değinilen suçların her biri TCK kapsamında bir hukuki menfaati korumaktadır. Ayrıca sayılan bu suçlar genel olarak nefret ve ayrımcılık saiki ile işlenebilecek nitelikte suçlardır. TCK madde 122'den farklı olarak bu suçların nefret ve ayrımcılık özel kastıyla işlendiği hallerin, kanun ile düzenlendiği varsayıldığında bu suçlar uluslararası hukukta yer alan nefret suçlarıyla bağdaşır nitelik kazanacaktır. Ancak her ne kadar bu suçların ayrımcı özel kastla işlenebileceğini düşünsek de yasa koyucunun bu yönde somut bir düzenlemesi bulunmamaktadır.

Türk Ceza Kanunu'nun 6l'e göre cezanın belirlenmesinde hakim; failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak cezayı belirleyebilmektedir Bu nedenle kanımızca failin nefret ve/veya ayrımcılık saikinin varlığı halinde temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilebilmesi mümkündür.

3.7.3. Toplumsal güç dengesizliklerinin ve önyargıların yarattığı kolaylıktan yararlanılarak işlenen suçlar

Bu başlık altında işlenen suçlar, genel olarak yapısı gereği içinde nefret ve ayrımcılık özellikleri barındıran suçlardır. Ayrıca toplumsal anlamda bazı bireylerin içinde bulundukları durum, haiz oldukları sıfat yahut görevleri gereği sahip oldukları nüfuz ile bu suçların işlenmesi kolaylaşmaktadır. Yahut fail ile mağdur arasındaki güç dengesizliği


83 5237 sayılı TOK, m. 61: “ 1. Hakim, somut olayda; a. Suçun işleniş biçimini, b. Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c. Suçun işlendiği zaman ve yeri, d. Suçun konusunun önem ve değerini, e. Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f. Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g. Failin güttüğü amaç ve saiki, Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 2. Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır. 3. Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz. 4. Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır. 5. Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir. 6. Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmi dört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adli para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez. 7. Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu Madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz. 8. Adli para cezası hesaplanırken, bu Madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur. 9. Adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz. 10. Kanunda açıkça

yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.”

121