226
DP’de kurum başkanıyla değil, onun asistanı Danimarkalı Jens Frandzen Toyberg’le birlikte çalıştım. Fakat ilginç bir durum vardı. Ben UNDP elemanı idim. Ancak benim bürom UNDP’nin ofisinin bulunduğu Atatürk Caddesi’nde değil, GAP Koordinatörü Kaya Yaşinok’un Köroğlu Sokağı’ndaki bürosunun yanındaydı. Benim ilk projem, GAP bölgesinde ekonomik kalkınma ajansı GAP Girişimciliği Destekleme Merkezi GAP-GİDEM’in kurulmasıydı ve ikincisi ise Fırat Nehri’ndeki en sondan bir önceki baraj olan Birecik Barajı bittikten sonra Şanlıurfa-Halfeti’deki kırsal kentsel bütünleşme programıydı. Bir yıl sonra GAP İdaresi binası başka bir yere taşındı. Yeni taşınan yerde bana bir oda verdiler, ancak odamın bana ait olduğuna dair ismimi kapının girişine yazmadılar. Çünkü GAP İdaresi’nde yabancı birinin çalıştığını göstermek istemediler. TKV’deki işlerimi özlediğimi hissettim, o çevre beni hiçbir zaman bir yabancı olarak görmedi, benim yalnızca işime değer verdi.
GAP İdaresi’ndeyken dostum Lütfü Solakoğlu ile tanıştım. Devlet Su İşleri’nden emekli olduktan sonra danışman olarak GAP-DSİ bağlantılarını kuruyordu. 2012 yılında 81 yaşında vefat etti. Lütfü ve eşi Esin bana çok destek oldular. Datça’daki özel doktorum Sadettin Yıldırak, Bonn Üniversitesi mezunuydu ve hem Almanya’da hem de Ankara’da ultrason uzmanlığı yapmıştı. 2009 yılında sol böbreğimde bir tümör tespit etti. Den Haag’taki ikinci muayenemde, “Sizin Türk doktorun gerçekten kartal gibi gözleri var, tümör çok ufak; ama kötü huylu olabilir. Hemen ameliyat olmanız gerekiyor,” dediler. Ankara’ya döndüm, moralim çok bozuktu. Yaşlı dostlarım Lütfü ve Esin bana ağabey ve abla gibi yardım ettiler. Lütfü tüm randevuları ayarladı. Artvinli dostlarım da bana moral desteği verdiler ve ameliyattan sonra onların evinde bir haftada iyileştim. Ameliyata giderken İbrahim ve Emriye de yanımdaydı; anesteziden uyanırken İbrahim ve Lütfü benim odamda bekliyorlardı. Sonra da kartal gözlü doktor Sadettin altı ay boyunca beni kontrol altında tuttu. Düşünüyorum da Türkler bana sadece Bodrum’da araştırma yeri, Ankara’da iş yeri, Datça’da tatil yeri ve dostluk vermedi, benim hayatımı da kurtardılar!
İki buçuk sene GAP İdaresi’nde çalıştım, altı proje yazdım. Sonra da idare personelinin bu işe rahatça devam edebileceklerini düşünmeye başladım. GAP İdaresi iki yıl içinde çok büyüdü. 1997’de 35 kişiydiler, 1999’da 157 kişi oldular. Fakat genç Türkler, üniversite