222
ormandaki ağaçlar, toprak, güzel turistik yerlerin kaynakları temiz su, yeşillik, manzara gibi... Eğer plansız bir şekilde herkes kendi menfaatini takip ederse, her kaynak eninde sonunda yok olur. Genel olarak, üç farklı ortak mal vardır: Open access resources (ortak, açık, serbest erişim kaynakları), commonly held resources, res communes (ortak mülkiyetli kaynaklar) ve de nation-state property res publica (kamu mülkleri). Birinciye okyanustaki balık varlığı ya da hava, ikinciye köydeki mera alanı, üçüncüye ise hazine arazileri içindeki orman ve mera alanları örnek olarak verilebilir. 1993 yılında fabrikalar ve büyük tarım alanlarındaki drenaj suları nehirleri kirletiyordu. Anadolu’nun zengin köylerindeki meraları çoğunlukla traktörle sürüp tarım alanı haline getirdiler. Bu konuda Türkiye tarımı 1940-70 yılları arasında çok başarılıydı; fakat mera alanları daha yüksek tepelerde ve yaylalarda kaldı. Aynı zamanda çiftçilerin hayvanları hazine alanı ve ormanları işgal etmeye başladı. Birçok çiftçi, “Bizim meralar tepelerde kurudur ve koyunlarımız boş mideyle oralarda dolaşıyor,” der. Köylüler hayvanların ahırlarını ilkbaharda geç açsalar, sonbaharda da erken kapatsalar tepelerdeki kuru meralarda biraz daha ot kalabilirdi. Ancak çobanlar kar eriyip de otların ilk filizleri çıkınca hayvanlarını bu alanlara serbest olarak bırakıyorlardı.
Doğuda toprakların yüzde 70’i tapusuzdur. Özellikle kışın Adıyaman, Malatya, Siirt, Bitlis, Muş ve Elazığ’daki orman köyleri hayvanlarına kuru meşe yapraklarını yem olarak veriyorlar. Meşe ağaçlarının hazine alanında olduğunu ve gerçek yem olmadığını hepsi biliyor, ancak sadece hayvanlar aç kalmasın diye onları veriyorlar. Eski muhtarlar ve köy heyetleri tarım ve hayvancılık işini iyi değerlendirmişler. Bu konuyla ilgili antropolog Paul Stirling Kayseri, Uzunyayla, Bünyan’dan (1965) bir örnek veriyor: Her koyun çiftçisi aynı zamanda hasat da yapmalı. Çünkü hasattan sonra hayvanlar kalan sapları yiyecek ve tarlalar da doğal gübreyle ve nadas sistemiyle zenginleşmiş olacaklar. Eğer plansız bir şekilde herkes kendi menfaatini takip ederse, her kaynak eninde sonunda yok olur.
Yukarı Fırat Havzası Rehabilitasyon Projesi’ndeki zayıflıklarla ilgili şunu söyleyebilirim. Köydeki erozyona sebep olan hedef grup, tarımsal arazileri kullanan köylülerle ve de meraları kullanan çobanlarla az uğraşmadık. Birkaç yıl içinde ne kadar meranın zenginleşebile-