Erbab-ı vukuf, Bilen kişiler. «Uzman» karşlığı olarak kullanılmıştır.
Esbab-ı adide, Birçok sebepler, nedenler.
Etba: Hizmetçiler, uşaklar.
Garamet:; Borç.
Habaset: Kötülük, fenalık.
Havf: Korku.
Hemişe: Daima, her zaman.
Hin, Zaman, vakit.
Hiyel: Hileler, sahtekârlık.
Hubb-i vatan: Yurt sevgisi.
İğtişaş: Kargaşalık.
İkdam; Bir işde ayak direme.
İnikat: Teşkil olunma, kurulma, toplanma, birleşim.
İrae, Gösterme.
İstizan: Danışma.
İzazı İkram etme, ağırlama.
Kahhar: Kahreoicik udret, mahvedn.
Kavanin: Kanunlar, yasalar.
Kevl (Kavil): Söz, lakırdı.
Kura: Kariyeler, köyler.
Kur'a: Şansa dayalı çekim, çekiliş.
Lazim-ürriaye: Uyulması gereken.
Levaih-i kanuniye. Yasa tasarıları.
Liva: Osmanlı mülki taksimatında birkaç kaza ve mutasarnıllığı
kapsayan kent. Bugünkü il karşılığı.
Luhut: Lahitler, mezarlar.
Lüsukı Yapışık, yapışmış.
Maazallah: Allah korusun.
Madelet: Hakkaniyet, hakça.
Makderet: Güç, kudret. Bezl-i makderet-i teamme: Bütün kuv-
vetinle, tüm kudretini harcayarak.
Medyun: Borçlu.
Mehafll, Toplanılacak yerler, toplantı yerlere, meclis, cediyet.
Mehme-Emken: Mümkün olduğu kadar, mümkün mertebe,
Mekasit: Maksatlar, gayeler, amaçlar, niyetler.
Mesaip: Musibetler, belalar.
Meşum: Şeametle, uğursuz.
Mevani: Manlalar, engeler.
Muhik; Hak veren, hakkı kabul eden, âdil.
156