Derdmend olmayınca gönül hâkolmaz
Âşık olmayanlar sîneçâk olmaz
Kul Himmet’im eder vücud pâkolmaz
Mürşid-i kâmilden el olmayınca
Zâhid Hû demeyi inkâr eyleme
Ya neye çağırır insan Hu deyu
Hu demenin aslı nedendir böyle
Gel edelim sana beyan Hu deyu
Evvelü âhır hüvallahu ekber
Cemâli nurundan doğdu bir gevher
Muhammed Mustafa İmamı Hayder
Oldu o gevherden ayan Hu deyu
Tecelli irişti çün başa gelip
O cevher mevcile huruşa gelip
Çerhi felek anda hem cuşa gelip
İstedi Âdemi devran Hu deyi[1]
Muhammed hâtem-i peygamber oldu
Ali evliyaya, şah, server oldu
Selman Muhammede hem rehber oldu
Ol günde yürüdü erkân Hu deyu
Erenler gizliydi ulu mekânda
Muhammedle Ali bir idi anda
Lâfetâ okuyup karşı duranda
Yedi kez çağırdı Cihan Hu deyu
Bir üzüm danesi ol Şah elinde
Kırklar dahi içti cümle mestoldu
Çıkınca Mustafa miraç yolunda
Şehadet eyledi Selman Hu deyu[2]