XVI ncı asrın son yarısında yetişen meşhur Kızılbaşlardandır. Hayatı hakkında malûmata sâhib değiliz. Yalnız «Menâkıbülesrâr Behcetülahrâr» adlı eserde bazı nefesleri kayıdlı bulunduğuna göre, XVI ncı asır içinde yaşadığı kuvvetle söylenilebilir. Bektaşilerin tertip ettikleri mecmualarda Hatâyî ve Pir Sultan'la beraber en çok bu şairin manzumelerine tesadüf edilmektedir. Bu da gerek yaşadığı asırda, gerek daha sonraki devirlerde büyük bir şöhret temin ettiğini göstermektedir. Bu maruf Kızılbaşın bazı manzumelerini dercediyorum:
Erenler şâhma kimse eremez
Şâhın Kanberine kul olmayınca
Her Kanberim deyen Kanber olamaz
Edeb ile erkân yol olmayınca
Arama ıraktan vardır yakini
Gerçek olan tâlip bulur hakkını
Yükletmezler sana yolun yükünü
Bükülüp kametin dal olmayınca
Cevâhir yanmasa aşkın oduna
Sikke yazarlar mı Şâhın adına
Seni hiç korlar mı tâlip evine
Zer gibi sararıp kal olmayınca
Mecnun olan gezer daim deştinde
Aşkın dolusunu tutar destinde
Seni taşırlar mı başlar üstünde
Mürşid nazar edüp gel olmayınca