Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/24

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

zilli maşadan ibaret olan çalgılı kahve müzikası en önce bir marş çalardı ve bu marş ekseriyetle alafranga marşlardan biri idi. Son zamanlarda 'İspanyol Marşı' dedikleri bir marşla 'Maçiç İspanyol' pek moda olmuştu. Bu marştan sonra ya bir polka ya polka ayarında bir-iki şey daha çalınıp nihavent makamından kıvrak ve alafrangaya yakın şarkılara, kantolara geçilir, daha sonra çiftetelli gibi oyun havaları, alaturka bazı halk şarkıları çalınıp söylenir, bunların arkasından da kahve her taraftan gelen misafirlerle tamamıyla yükü alınca mani havası ile manilere başlanırdı. Bazen yarım, bazen bir saat kadar süren mani faslı çok defa alaylar, kahkahalar arasında birtakım atışmalar, birbirlerini bastırmalar, birbirlerini tehzil ve hicvetmeler içinde geçer; sonra sırasıyla koşma, semai, divan, yıldız, destan, kalenderiye geçilirdi.

Koşmalar, semailer, divanlar, yıldızlar, kalenderilerde en çok aşk olmak üzere hemen her mevzudan bahsedilir; fakat destanlarda ekseriyetle kabadayılıklar, hazin, feci ölümler, ara sıra harpler terennüm edilirdi.

Eski külhanbeylik edebiyatının epik kısmına girebilecek ne kadar böyle vakalar varsa hemen hepsinin bu kahvelerde birer destanı yapılmış ve bunlar gâh hiddetler, tehevvürler, küfürler, naralar gâh da ahlı oflu gözyaşları içinde yıllarca okunup dinlenmiştir. Bu destanlar arasında mesela şunlar vardır:
'Çiroz Ali'nin Ölüm Destanı' ki bu bir çeşit mersiyedir. 'Sandıkçı Şükrü Destanı', 'Yorgancı Sadık Destanı', 'Pamukçu İhsan Bey'in Destanı', 'Komiser Hüsamettin'in Destanı', 'Feshanede Makine Arasında Kalıp Parçalanan Atıf'ın Destanı', 'Yemen Destanı' , "Esrarkeşlerin Destanı" ki bu da bir esrarkeşin çok tuhaf, çok gülünç hülyalarını gösteren şathi [eğlenceli] ve mizahi bir destandır. Sonra

56