Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/23

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Buraya kadar şekli, manası, kafiyeleri iyi giden kalenderi son kıtaya geldi mi o güzel şekil , o güzel mana ve hoş kafiyeler bozulur, şöyle biter:

Sanırsın yanağında
Küpeler kulağında
Ayda ay yıl, ay yıldız
Mahcemalin mahitap

Bu, neden böyle olurdu ve gerçekten bütün kalenderilerin son kıtaları hep böyle kafiyeleri bozuk, manası anlaşılmaz olarak mı biterdi?

Bu ciheti, henüz sağ olup da bu işleri anlayanlardan kime sordumsa tam istediğim gibi bir karşılık alamadım. Yalnız bu işlerin en iyi anlarlarından ve geçen yıl Halk Bilgisi Haberleri mecmuasında bazı maniler, koşmalar neşretmiş olan Otakçılarlı semaici Cevat diyor ki:
—Bunun neden böyle bittiğini ben de bilmem. Bildiğim bir şey varsa çalgılı kahvelerin kalenderileri böyle yazılır, böyle okunurdu.

Kalenderi denilen bu biçim manzumelerin bir başkalığı da bunların mani, koşma, semai, divan gibi yalnız bir tek kişi tarafından okunmaması, en aşağı üç-beş kişi tarafından bir ağızla okunmasında idi.

Mesela Üsküdarlı Vasıf, Acem İsmail, Zil İzzet, Çiroz Ali, Arnavudun Mehmet bir araya gelip hep bir ağızdan kalenderi okumaya başlayınca bu pek eşsiz, menentsiz bir manzara halini alır ve dinleyenler baştan başa mest olurdu.

Çalgılı kahvelerde önce işe mani ile başlanırdı. Fakat asıl mani, koşma, semai faslı başlamadan önce müzika başlardı. Yukarıda yazdığım gibi bir klarnet, bir çığırtma denilen ince tahta düdük, bir çift nara, bir darbuka, bir

55