Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/14

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

öğleye yetiştirmek için ta Bakırköyü'den Eyüp'e kadar 'açık ayak' denilen bir tulumbacı koşusu ile getirmişler ki, bu kadar uzun yolu o kadar insanın hem de omuzda tabut olduğu halde hep açık ayakla yürümesi tulumbacılık sporunun en güçlerinden biridir. Çiroz Ali'nin cenazesi, çiçekli ve çemenli bir bahar günü Eğrikapı dışarısından geçerken İslam ve Hıristiyan evlerinin pencerelerinden kopan kadın çığlıklarını anlata anlata bitiremiyorlar.

İşte bu Çiroz Ali ki, o eski çalgılı semai kahvelerinin en namlı bülbüllerinden biri idi. Onun okuduğu semailerle maniler arkadaş ve omuzdaşlarından hiçbirininkine benzemezdi. Ne yazık ki gerek Çiroz Ali, Acem İsmail, Zil İzzet zamanından, gerek onlardan bir öncekilerden, gerekse onlardan sonra yetişenlerden birçoklarının mani, semai, koşma, destan, kalenderi gibi birçok eserleri meydanda olduğu halde Çiroz'un kendi içinden gelme, kendi düzdüğü bir tek manisini bile bulamadım.

Eminönü Halkevi'nin çıkardığı Halk Bilgisi Haberleri mecmuasında bu mani, semai, koşma, divan, yıldız ve kalenderilerden pek azını neşretmiş olan ve Çiroz Ali'yi hayal meyal hatırlayan meşhur eski semaicilerden Otakçılarlı Cevat, bana bir kere sahibi pek belli olmayan bir semaiyi Çiroz Ali'nin semaisi olma ihtimali var diye gösterdi ise de aynı semainin Dertli İbrahim'den sonra gelen Tavukpazarı saz şairlerinden birine ait olması ihtimali de vardır.

Başta da söylemiştim ki on dokuzuncu asrın üstat saz şairi Dertli İbrahim'den sonra gelen belli başlı sanatkarlar kimlerdir, pek tanımıyoruz.

Yalnız yine dediğim gibi Otakçılarlı Cevat ile hala sağ olan bazı arkadaşlarından öğreniyoruz: Gedâî, Derunî, Ahmet, Perişan Halil, Giryanî gibi bazı kimseler var ki bunlar Dertli'den sonra gelen Tavukpazarı saz şairleriyle


46