Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/99

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Nazlıya da sordun mu idi, sen büyle güneşi, ayı, yıldızı, hangisini seversin diye?...

— Ne münasebet? Ben onunla ancak bir iki defa sizin yanınızda birkaç söz ettim. Başka vakit görmedim ki!...

— Nasıl ki, çalmıştınız ilk avşam buraya geldiğiniz zaman kemançenizle bizim çingenece bir ninniyi...

— Evet, çalmıştık, yine çalayım mı dersin?

— Yok, demem o değil; ille velâkin sorarım ki size, bu ninniyi kim üğretti size? Mutlak onu da Nazlı denen o çatlak karıdan üğrendiniz!...

— Evet, ondan öğrendik...

— Belli... çünkü ne zaman cinleri gelip de onun uykusunu kaçırırlarsa hemen bulaşır çadır içinde bu ninniyi süylemeğe...

— Amma güzel ninni... değil mi?

— Ha ha! Güzel! Amma ne güzel!! Ondan daha güzel ne ninniler var bende...

— Aman... sahi mi? Söylesene bunlardan bir tanesini, dinleyip öğreneyim!...

— Süylemesi kolay, ille velâkin şinci sesim kısıktır; ister ki içeyim yarın sabahlayın biraz süt ile yumurta, açılsın birazacık sesim, yarın avşam gelesin gene buraya, süyleyeyim...

Anlaşılıyordu ki, kız, benden yarın sabah da hatır sormalık olarak sütle yumurta istiyordu.

Kendisine, bu sütle yumurtayı vâdettim. Ancak, ninniyi de şimdi mutlaka söylemesi için ona bir sürü dil döktüm. Nihayet çadırların birinden getirttiği kara zağ cücüğü (Şarki Anadolu'da karga yavrusuna

benzeyen cılız çocuklara kara zağ cücüğü derler) gibi

101