Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/52

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

şimşek çaktı, gök gürledi, yağmur yağdı, seller aktı, şimdi onlar beni yolda bildikleri için acaba bir kazaya mı uğradı diye çok üzülürler. Onun için bana müsaade...

— Misaade sizin ya... İlle velâkin demek istediğim burada bir avşam teferizi (eğlencesi) yapalım da göresiniz!... Çünküleyim zatınız olsun, sizden iyi olmasın, öteki arkadaşınız olsun, çok meraklısınız bizim bu âlemlere de...

— Başka vakit inşallah!..

— Bari oldu olacak, akşam habesine (yemeğine) kalın, zati havamız da açtı, hazır araba da bekler buracıkta... Habeden sonra Akman baba atar sizi yarım saat, daha bilemedin üç çeyrek içinde Topçular'a...

Akman ağa, boynunu bükerek,

— Olur be -dedi-, bey nasıl isterse... Yalnız bilmem ki beygirin bacakları biraz kanlı gözüktü bana... Gidip ona bir bakayım?!...

Akman ağa, beygirine bakmaya giderken Etem bana,

— Velâkin -dedi-, menşur kelâmdır: Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer. Biz bilsekti ki, zatınız bu avşam buralara gelecek...

— Ziyanı yok, hatta buna bile lüzum yok amma...

— Nasıl lüzum yok... Kırk yılda yol uğrağınız olmuş burası. Üyle bir acı kahveylen kalkmak olmaz!...

Deminden beri oturdukları yerde hiç lafa karışmamış olanlardan seyrek, beyaz sakallı, az beli bükük ve gözleri biraz baygın bir ihtiyar, oturduğu yerde iki büklüm duran belini biraz doğrultarak Etem'e çingenece, şunları söyledi:

34

 
54