Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/47

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

dan acı acı havlayarak dörtnala üzerimize saldırdı.

Bunları görünce, beygir benden ziyade ürkmüş olmalı ki, hemen sola doğru kıvırdı, yoldan, fundalığa daldı. Beygirin ürktüğünü gören köpekler daha hırçınlaşarak yolu bırakıp kendilerini birer ok gibi fundalığın üzerine fırlattılar. Artık ben, arabanın içinde âvazım çıktığı kadar bağırıyor, Tanrının ıssız kırlarından imdat istiyordum. İki kocaman çoban köpeği bizim zavallı beygirin bacaklarını o kart dişleri ile baştan başa hacamat ederken, baktım, fundalığın alt tarafından şu sesler yükseldi:

— Hoy breee, hoy breee! Hoy bre çom, hoy bre çomar!... Oha... yuha... daha... maha... alakata, alakata! Gel bu yana, gel bu yana!...

Çomarlar bu sesleri duyunca beygiri bıraktılar; beygir tekrar kudurdu, bu sefer de alabildiğine fundalığın içinden Vidos'un dik sırtlarına yollanırken arabanın sol tekerlekleri oradaki alçak bir hendeğin içine girdi. Araba da orada mıhlandı... O yağmurun altında uzaktan koşarak köpeklere bağıranlar iki erkek çingene idi. Çomarlar sahiplerine doğru döndükleri zaman dişisi tekrar başını arabaya çevirdi, yüzüme bakarak bir iki homurdandı. Böylelikle:

— Biz size daha gösterirdik amma, dua edin ki bizim velinimetlerimiz çabuk yetişti!... -demek isti- yordu.

Çingeneler arabanın yanına yaklaşınca, baktım, bunların bir tanesi bizim Topçular'da Toska'ların harmanında tanıştığımız kösele suratlı, sırım gövdeli Etem değil mi?

Ben artık bitmiştim, laf edecek durumda değildim.

Etem beni görünce,

 
49