Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/242

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

başının altına da bir yer iskemlesi yerleştirmiş horul horul horluyordu.

Reha Bey, Lâtif'in bu haline bakarak,

— Hızlı giden işte böyle çabuk istop eder —dedi-, hiç durmadan boyuna içti, sonunda böyle küfeyi devirdi...

Ahenk tekrar başladı; bu tekrar başlayan ahenge arasıra Etem de tulumu ile karışıyordu. Seher'in, Ziynet'in, Râna'nın pürüzsüz, billur gibi sesleri, Emine'nin zilleri, İncirlik, Şifa, Kanlıdere, Köpeklibostan taraflarını çın çın öttürüyordu.

Tirşe gözlü Gülizar ise, şimdi gözlerini yere dikmiş, başını iki ellerinin arasına almış, derin derin düşünüyordu. Etem'in karısı, kocasına arasıra çaktırmadan ufak ufak rakı da cümbüşleniyor ve yine arasıra kocası yuvarladıkça ona çıkışıyordu,

— Gâvur Etem, aziç, diyildir o, ananın ak sütü!...

Etem de ona şu cevabı yapıştırıyordu:

— Sen aldırma, bu mübarek, benim dört ayaklı süt ninemin sütünden daha tatlıdır!...

Bir ara Etem,

— Şüyle, çadırların yanını bir dolaşayım, ne var, ne yok, bir göreyim!... —diye kalkmak istediyse de karısı bırakmadı.

— Yok lâzım mı gidesin şinci çadırların yanına... Otur yerinde!...

Nazlı da ne kadar gecikmişti ya... Şimdi gelirim dediği halde, yirmi dakika olmuş, hâlâ gelmemişti... Benim ikide bir saate bakarak Nazlı'yı merak ettiğimi çakan Emine,

— Çadırların yanında köpek filan yoksa, ben gidip Nazlı ablaya bir bakayım!... -dedi.

244