Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/239

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Geçen yazı düşünüyorum, geçen yazı... -diyordu.

Artık sırası gelmişti. Vakıâ kendi kemanım yanımda yoktu ama Kör Andon'un kemanı da az çok bu işi görebilirdi; hemen Andon'un alaturka akortlu kemanına yapıştım ve herkesin, «Acaba ne çalacak?» diye hayretle bakışları arasında Nazlı'cığın sevgili ninnisi, «Kele kana beşe kana»yı tutturdum...

Nazlı, önce ağzı ile buna karışacak oldu. Fakat sonra, birden caydı, kolumdan çekerek, ayağa kalktı:

— Ha kalkasın gidelim —dedi-, incirlikler yanına, orada barabarca çalıp süyleşelim, bunlar dinlesin bizi buradan!...

Şimdi, kalksam bir türlü, kalkmasam bir türlü idi... Bereket versin, Emine, pişkin davranarak beni bu güç mevkiden kurtardı:

— Haydi -dedi-, Nazlı abla müsaade ederse ben de sizinle geleyim.

Nazlı, Emine'ye gülümseyerek,

— Gelesin sen de, yok ziyancığı... Daha oluruz, memnun senden...

Emine kendi tefini de aldı, üçümüz birlikte kalktık; biraz ilerideki incirlerin dibine gittik.

Biz orada, alaturka bir todi tiryosu halinde ninniyi çalarken baktık ki, bizim Reha Bey de bir taraftan boyuna ahları, ofları salıveriyor; Etem de ikide bir,

— Hay yaşayasınız yavuklularınızla barabar üç kumrular... -diye bağırıyordu.

Bizim tiryo bitince Nazlı'nın aklına, şimdi çadırda mışıl mışıl uyuyan küçük şoparcığı geldi ve bize,

— Siz -dedi-, ha gidin sofra başına, ben bakayım bir keret çocuğuma, geleyim!...

241