Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/234

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Emine bu akşam, her vakitki âdetine aykırı olarak hiç de kıvrak keriz havaları istemiyor; ikide bir içini çekerek ve ikide bir Nazlı ile Gülizar'ın yanaklarını öperek kemancı Andon'a, «Hicaz bir taksim... Uşak bir taksim... Hüzam bir taksim...» diye emrediyor ve her taksimle birlikte durmadan boyuna yanık yanık gazeller okuyordu.

Râna, bir aralık onu, yine için için hıçkırarak elini bizim rakı kadehlerine uzatırken gördü ve çatalla eline vurarak,

— Kışt! -dedi-. Çek elini oradan bakayım, o ateştir o, elini yakar!

Artık gece olgunlaşmış, önümüzdeki, Etem'in getirdiği koskocaman kalaylı tepsiye benzeyen ay cenapları tepemize yaklaşmıştı... Etem birden çadırlara doğru fırladı...

— Nereye Etem?

— Sırasıdır tam... Getireyim bizim koca oğlanı da birazacık ta büylece eğlenelim!

Ve biraz sonra Etem, yedeğinde başka bir yerden emanet almış olduğu koskoca bir ayı, kolunda tulumu ve yanında eli tefli bir delikanlı ile yanımıza geldi. Emine ayıyı görünce ağlamayı, sızlamayı, iç çekmeyi unuttu ve kalktı, delikanlının elinden tefi kaparak,

— Siz -dedi-, koca oğlanı oynatırken onu ben çalayım!

Orta yaşlı göçebe kadın sevinçle bağırdı:

— Hay yaşayasın benim yedi belâm, gözü şehlâm, gördün mü işte, büyle olmalı! Biri çalmalı, biri süylemeli, biri oynamalı ve büylecesine insanlar

236