Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/221

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Çakır Emine bu lafları duyunca manidar bir bakışla beni süzdü. Reha beyin bu akşam neşesine ölçü yoktu; boyuna söylüyor, gülüyor; etrafındakileri de gülmeden katıltıyordu.

Bir aralık kemancı Kör Andon'a takıldı:

— Ulan Andon -dedi-, zurnacı Yakomi halis Litrozlu çingene; kemençeci İstavri, kemençeci Panayot, kemençeci Yanako da halis Vidos'lu çingene... Ya sen, sen halis muhlis Karamanlı bakkalsın, sen ne diye bunların içine katıldın bakayım!

Kör Andon sırıtarak:

— Yok... -dedi-. Reha beybabacığım, ben evvelden bizzat Garamanlı değilim... Benim babam Nevşehir'den, anam da İncesu'dan..

— Peki, anladık! Ne diye bunların içine katıldın?

Andon, babasının Sulukule'de bakkallığını, kendisinin orada doğup büyüdüğünü ve orada kemana heves ettiğini, sonra anası babası ölüp de kimsesiz kalınca alıştığı o güzelim yerden ayrılamadığını ve böylelikle tam bir kerizci olduğunu anlattı,

Bu aralık harman yerinden doğru koşa koşa gelen hampurcu bir oğlan bana yaklaştı, kulağıma sokuldu:

— Ablam -dedi-, sorar keyfinizi, bekler sizi elinde tepsi ilen şu ağacın altında!

— Ablan kim senin?

— Gülizar!

Gülizar lafını duyunca ben afalladım; fakat Reha Bey benden önce atıldı:

— Ne istiyorsa ablan, buraya gelsin; biz onun ayağına gidemeyiz!...

223