Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/219

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

nebati koku fışkıran ve hiç durmadan işleyen renksiz bir vantilatörün karşısında zannederler. Sonra buna, oradaki eşsiz panoramanın fevkalâde güzelliği ile bir iki kadehçik üzüm usaresinin kazanda çifte kavrulmuş ve çifte çekilmişini de ilâve edecek olursanız, düşünün artık orada sürülecek keyfin daniskasını... Hele ortada üstelik bir de tıngırtı (çalgı) olursa...

O, uçsuz bucaksız kırları akşama kadar dümensiz, rotasız alabildiğime dolaştıktan sonra bir de akşam güneş batasıya yakın Kazıklıbağ'a geldim ki takım tastamam değil mi? Hem de umduğumdan fazla tastamam!

Başta Reha Bey olmak üzere mühendis İzzet, Benli Lâtif Beyler; Tornavida Hasan, Sulukuleli kemani Kör Andon, tanımadığım bir utçu, bir lâvtacı, zurnacı Şahin ağa ve onun küçük nağracısı Civelek Salih... Sonra... daha kimler vardı orada? Bilin bakayım! Bilemediniz mi, öyleyse ben söyleyeyim:

Ziynet, Seher, Seher'in kardeşi Râna, Çakır Emine!

Ahenk çoktan başlamış; kıvrak bir şey çalınıp söyleniyordu.

Cemaat, koltuğumda kemanımla beni daha uzaktan görünce el çırparak bir ala ala hey'dir kopardılar. Reha Bey yüksek sesle haykırdı:

— Bir hece alim var, her kime?

Ötekiler hep birden el çırparak,

— İrfan Beyin başına! Ala ala heeeeey!

Emine bağırıp el çırparken hepsinden fazla neşeli görünüyor; hepsinden fazla gülüyordu.

221