Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/218

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Halbuki biraz ötedeki çadırların yanında Nazlı, Gülizar şimdi dört gözle beni bekliyorlardı. Tabi, akşamüstü, cümbüş başlayınca, patırıyı duyup onlar da buraya gelecekler; beni Seher'le, Ziynet'le, hele Çakır Emine ile senli benli görünce. belki de ötekiler bunlarla saç saça baş başa geleceklerdi.

Ben öyle düşünerek kalktım ve Mıstın'a:

— Akşama, yine gelirim! -deyip oradan uzaklaştım.

Artık sevinçten, meraktan, hayretten, heyecandan, sinirden içim içime sığmaz bir halde, tıpkı rasgele akıntıya kapılmış, dümeni tutmaz bir sandal gibi engin kırlara doğru yollandım. İçimden,

— Aşkolsun sana Reha Bey, aşkolsun sana koskoca agucuk bebek!... -diyordum-. Anlaşıldı ki, sen bana Topçular'da da rahat vermeyecek; şimdiden sonra tayfanı, grubunu, takımını, taklavatını toplayıp her gün buralara damlayacak; altı ay kış Balat'ta, Ayvansaray'da, Fener'de, yaptığımız o sulu akşam âlemlerini şimdi de yaz akşamları bizim buralarda bize tekrarlatacaksın!

Siz, akşamları, hele yaz akşamları bu Topçular denilen yerin tabii güzelliklerini hiç gördünüz mü? Biraz Yakacığa benzeyen bizim Topçular'da böyle, yaz akşamları arpa, yulaf, buğday, yonca, kayısı, armut, böğürtlen, devedikeni kokuları birbirine karışır da bu kokular, akşamın hafif meltemleri ile insanın ciğerine öyle esiri bir mahlûl şeklinde dolar ki, orada yaz akşamları bu hava içinde ciğerlerini banyo ettirenler, kendilerini âdeta, içinden binbir

220