Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/20

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

çıplak ayaklarında da ipince, tığ gibi tulumbacı yemenileri vardı. Sol omuzundan kuşağının arasına doğru kalınca gümüş bir köstek sarkıyor, kuşağının sol tarafında da tersine sokulmuş koskoca bir kiraz sigara ağızlığı görünüyordu.

Biz, incirlerin altına oturur oturmaz hemen çingene çocukları etrafımızı sarmaya başladılar. Ancak beriki buna engel oldu; çok sert bir sesle onlara çingenece bağırdı. Çocuklar süklüm büklüm geriye döndüler, Esmer, ince, tirşe, gözlü kız meydanda yoktu. Ona çok benzeyen ve ondan oldukça yaşlı görünen bir kadın çadırlardan birinin önünde buram buram tüten bir ocakta yemek pişiriyordu. Bize ilk çingene ninnisini dinleten hasta kadın da kucağındaki asma torbanın içinde çocuğu ve bir omuzunda kocaman testisi ile böğürtlenler arasına, maslağa su doldurmaya gidiyordu. Öteki kadınların çoğu, henüz İstanbul mahalleleri arasında ızgara, maşa, ateş küreği, çamaşır sepeti satmaktan, fal bakmaktan dönmemişlerdi. Harman yerinde şimdi yalnız bir kocakarı, iki orta yaşlı kadın, iki küçük kız ve beş erkek çalışıyorlardı. Erkeklerin en ihtiyarı, köse sakallı, belki de doksanlık bir tirit, en baştaki çadırın önünde kara burunlu, kara gözlü, saman renginde uzun tüylü bir çoban köpeği ile aynı heybenin ayrı ayrı gözlerine yanüstü başlarını koymuşlar, koyun koyuna ve koklaşa koklaşa çok rahat, çok tatlı bir akşam uykusu çekiyorlardı. Karşımızdaki kösele yüzlü, sırım gibi herif iri fakfon tabakasını bize uzatırken arkadaşa beni sordu:

— Bu beyağa da sizin gibi meraklı olmalı cümbüşe!

— Biraz öyledir!

 
22