Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/182

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Buna derler bezelye... Buna derler bezelye... Buna derler bezelye... Ağzın yanar usul ye... İçi dolu top etle... Buna derler bezelye... Yağsı halis kuyruktur... Buna derler bezelye... Tuzu, biberi tamam... (Onlarda aynı camiin minaresini işmarlayarak) Gel sen de ye hey imam!... Buna derler bezelye... Ağzın yanar usul ye!...

Karşıki pencereden baş üçleşir ve üçüncü gelen kocakarı, içi kavurma ile dolu bir tabağı uzatarak,

— Buna derler kavurma...

Yanındakiler,

— Dumanını savurma...

— Eti aldık kasaptan!

— Biz korkmayız hesaptan!

— Halis karamandır bu!

— Körpe toramandır bu!

Karşı taraftaki başlar da üçleşti. Ve oraya da elinde içi reçel dolu bir kavanozla gelen bir kocakarı, kavanozu karşıdakilere göstererek:

— Reçelimiz vişnedir!

Yanındakiler tef ve zilli maşa ile,

— Görenleri kişnetir!

— Onlar bilmez iş nedir?

— Bilirler (.....) nedir!

Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler ve avazları çıktığı kadar bağırarak teflerini, darbukalarını, zillerini, boş yoğurt tenekelerini alıp kapının önüne, sokağa döküldüler. Ve onların, kapının önüne dökülmeleri ile beraber yine onların taraflısı olan birçok kadın, kız ve çocukla orası bir panayır yerine döndü. Orada âhengin daha sunturlusu olan ikinci faslı başladı.

184