Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/167

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Nerede olacak, zavallıcık ihtiyarladı. Beş, on yıl öncesine gelinceye kadar rahmetli Kavuklu Hamdi'nin ortaoyunu (takımı ile dolaşıyor; onlara zurnacılık yapıyordu. Fakat, şimdi, derme çatma köy düğünlerine, pehlivan güreşlerine gidiyor; arada sırada da yanına bir macuncu alıp sokak sokak sürükleniyor.

— Lâkin neydi bir zamanlar Ahmet ağa?

— Öyle idi!...

Klarnetçi, mağrur bir tavırla tekrar sordu:

— Şimdi en iyi zurnacı kimdir?

— Sulukule'de bir İbrahim ile Emin yetişiyormuş ki, şimdi bunları çok methediyorlar,

— Duydum ki, zavallı Şahin de ihtiyarlamaya başlamış!...

— Evet, o zavallının gözlerine de ağrı gelmiş!

Bu aralık Reha Bey bana döndü ve sazı gösterdi:

— Ne arzu buyurulur efendim?

— Siz ne arzu buyurursanız!

— Yok, siz bize bakmayın! Biz bunları her zaman dinliyoruz. Bunların hepsi bizim evlât... Eksik olmasınlar, kadını olsun, erkeği olsun, bizi hiç kırmazlar. Biz onları her zaman doya doya dinleriz. Bu akşam ise bunları sırf sizin için hazırladık... Vakıâ, biliyorum, siz biraz alafrangacısınız ama, alaturkadan da her halde hoşlandığınız parçalar aynıdır, emredin çalsınlar!

Hoşlandığım parçalar... Ne gezer... Düşündüm, düşündüm, bir şey hatırlayamadım... Neden sonra aklıma, vaktiyle karagözde dinlemiş olduğum:

«Bülbül olsam kona da bilsem dallere»

türküsü geldi ve yapıştırdım:

— Bülbül olsam, kona da bilsem'i çalarlarsa...

169