Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/165

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

terliklerden başka üstlerinde göze çarpar bir şeycikler yok... Vakıâ ikisinin de kollarında altın suyuna batırılmış incerek birkaç bilezik var ama, belki de onlar yetmiş, seksen kuruşluk şeyler...

Reha Bey, benim, Ayvansaraylı kadınların altınlarına, elmaslarına, pırlantalarına pek dikkatli baktığımı görünce,

— Daha -dedi-, bunlar hiç! Sen, bunları eskiden bir cuma günü Kâğıthane'ye, Çağlayan köşkünün arkasına, kapalı kupa arabaları ile gezmeğe gittikleri zaman bir görmeli idin, şaşar kalırdın! Şimdi arasıra hâlâ da giderler ama, daha eskiden, daha bundan on beş yıl önce bunlar o canım feraceler, yaşmaklarla mükellef kupa arabalarına kurulup gerdanları beşibiryerdelerle dolu olarak Kâğıthane'ye gittikleri vakit herkes bunları orada birer Ayvansaraylı değil, gerçekten birer saraylı sanırlardı.

Sulukuleli kızın biri lafa karıştı:

— Rahmetli, büyük Mestinaz tizem, bir kere beni de arabasına alıp götürmüştü de herkes beni aşa kızı zannetmişti!

Reha Bey içini çekti:

— Hey gidi büyük Mestinaz, hey gidi Çakır Melek, hey gidi İnce Pakize, hey gidi Koca Güllü...

Bu sefer, Sulukuleli kızın ötekisi atıldı:

— Bizim Gülistan abla ile Büyük Şöhret'i de unutma ama bey baba!

— A... Onlar unutulur mu hiç... Fakat iki gözüm yavrum, onlar başka idi, bunlar başka... Bu, benim dediklerim kalantor, zengin, elleri açık, hânedan kişilerdi. Sizin Gülistan ablaya, Büyük Şöhret'e, Hacer'e

gelince, onlar zavallılar zengin değillerdi; onlar böyle

167